23 Nisan 2007 Pazartesi

Canli Mimarisinde Basinc Farki

>Bir akiskanin sahip oldugu toplam enerji, akiskanin hizi arttiginda kinetik enerjiye donusur. Bunun neticesinde, akiskanin toplam enerjisinin azalmasina paralel olarak, meydana getirebilecegi basinc da duser. K�inatin Mutasarrifi'nin koydugu bu kanun, 18. yuzyilda yasamis olan Isvicreli bilim adami Daniel Bernoulli tarafindan dile getirilmis ve daha sonralari onun adiyla anilir olmustur. Yaratildigindan beri B�nisini (bina eden) tesbih eden arz ve sem�nin, O'ndan gelen emirlere uymasini ifade eden kanunlardan sadece biri olan bu prensip, k�inatta nice canli uzerinde kendini gosteren rahmetin tezahurune vesile olmustur. Bu prensibin, nasil bir rahmet tezahuru oldugunu birkac misalle gostermeye calisalim.

Kuslarin kemiklerinin icinin havayla dolu olmasi, onlarin ucabilmelerindaki vesilelerden sadece biridir. Kuslari yaratan Musavvir (s�ret veren), kuslar farkinda olmasalar da, adina Bernoulli prensibi denilen, sonsuz irade ve kudretinin bir tecellisiyle onlari havada tutar. Dikkat edilirse, kuslarin kanatlarinin ust kisimlari, alt kisimlarina gore daha kavislidir. Hava akisi kanadin ust ve alt kisimlarinda ayni surede gerceklesir; fakat ust kisimda katedilecek mesafe daha fazla oldugundan, buradaki havanin hizi, alt kisma gore daha fazladir. Bu da ust kisimdaki basincin kanadin altindaki basinctan daha az olmasini saglar. Boylece yukariya dogru olusan itme kuvveti, kanadin, dolayisiyla kusun havada kalmasinda esas faktor olarak rol alir. Hayvanlardaki bazi ozellikleri taklit ederek ucma teknolojisini gelistiren insanoglu, ucak kanatlarini tasarlarken kuslara bahsedilen bu mukemmel ozelligi dikkate almistir.

Yunus ve balinalara dikkat edildiginde, bu hayvanlarin bas kisimlarinin buyukce oldugu ve yukariya dogru kavis yaptigi gorulur. Bu durum, yunus ve balinalarin su ustunde kalmalarina yardimci olur. Kuslarla aradaki tek fark, burada hava akiminin yerini, denizlerdeki su akintisinin almasidir.

Sevk-i Il�h� ile bu kanunun tecellisine mazhar olan hayvanlardan biri de cayir kopegidir (Cynomys ludovicianus). Cayir kopekleri, daha cok sincaplara benzemelerine ragmen, cikardiklari sesler, kopek havlamasini andirdigi icin bu isimle anilir. Cayir kopekleri, genellikle Kuzey Amerika'nin kuzeyinde ve yuksek kirlarda yasar. Ayrica bu hayvanlar kis uykusuna da yatar.

Bu hayvanlarin dikkat cekici ozelliklerinden biri, yuvalarini yaparken kullandiklari mimaridir. Varliklara kendilerine l�zim seyleri ilham eden, ogreten m�n�sina gelen "Mulakkin" ismiyle kendini bildiren Yuce Yaratici; bu hayvanlara yuvalarina tuvalet, kuru yaprak ve cimenlerden olusan uyku odasi ve yavrulari icin ayri bir oda yapmalarini ilham etmistir.

Cayir kopeklerinin yuvalarina dikkat edildiginde ilginc bir seyle karsilariz. Yuvalari icin yaptiklari tepecik seklindeki girislerden biri yuksek, digeri ise alcaktir.

Bu yukseklik farki tesaduf� degildir. Bu farktan dolayi hava basinci, alcak tepecikte daha fazladir. Bu fark sayesinde yuvanin icinde yuksek tepecige dogru bir hava akimi olusur. Bu hava akimi, cayir kopeklerinin yuvalarinin havalandirilmasina vesile olur. Elbette suursuz bu hayvanlara yuvalarini yaptiran akillari degil, onlari gozeten Rahman bir Zat'in sevkidir.

Bu kanunun musahede edildigi yapilardan biri de, bitki yapraklaridir. Yapraklarin alt tarafina yerlestirilmis gozenekler uzerinden bitkiye gaz alisverisi yaptirilir. Bilhassa su bitkilerinde bu gozenekler, yapragin ic kismina hava kanallari ile baglidir. Ruzg�r estiginde, yapragin seklinden dolayi ust kisminda ruzg�rin hizi, alt kisminda ise hava basinci daha fazla olur. Boylece yukari dogru meydana gelen kuvvetle birlikte hava, yapragin alt kismindan girip ust kismindan cikar.







Ahmet ESER

0 yorum: