21 Nisan 2007 Cumartesi

Dunya Iklimi Cayir Cayir Yaniyor

>

Dunya Iklimi Cayir Cayir Yaniyor


1- Guney Kutbu’ndaki yillik buz kaybi 152 kilometrekup!

Guney Kutbu’ndaki buz kutlesi iklim degisimi yuzunden eriyor.



Amerikali bilim adamlarinin olcumlerine gore Guney Kutbu’ndaki buz kaybi 2002 yilindan bu yana 152 kilometrekup. Bu asagi yukari on milyon nufuslu Los Angeles’in su sarfiyatinin 50 mislisi kadar.

Oysa IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change) 2001 yilinda tam tersi bir oncelemede bulunmustu. Tahmine gore Guney Kutbu’ndaki buz kutlelerinin, 21.yy’da kuresel isinmaya bagli olarak daha fazla yagis beklendigi icin buyumeleri bekleniyordu.

Olaganustu erime sureci ozellikle de Antarktigin bati buz ortusunde etkisin gostermekte diyor Kaliforniya Universitesi’nden Isabella Velicogna ve John Wahr.

Deniz seviyesi yilda yaklasik olarak 0,4mm yukselmis. Batidaki buz ortusu tamamen eriyecek olursa su seviyesi yaklasik olarak 7m kadar yukselecek. Guney Kutbu’nun dogusundaki buz ortusunun erimesi ise cok daha buyuk sonuclar doguracak.

Buradaki buz kutlesi batidakinden sekiz misli buyuk. Arastirmacilar ayrica Guney Kutbu’nun dunya genelindeki buz kutlelerinin %90’ini barindirdigi ve dunyanin en buyuk tatli su kaynagi oldugunu da vurguluyorlar.

Olcum verileri, dunyadaki kutle dagilimini, cekim alanindaki degisimlere gore hesaplayan GRACE uydularindan alinan bilgilere dayanmakta.

2- Deniz diplerinden savrulan metan ve kuresel iklim degisimi



Bilim adamlari, denizlerin derinliklerindeki yanardaglardan puskuren metanin, dunya iklimi uzerinde sanilandan cok daha buyuk etkisi oldugunu saptadi.

Spitzbergen ve Norvec arasindaki bir camur volkanini inceleyen Alfred-Wegemer Kutup ve Deniz Arastirmalarindan uzmanlar, yanardagin atmosfere onemli olcude metan savurdugunu fark ettiler. Metan, atmosferdeki dogal sera gazi etkisinde onemli bir rol oynamakta. Dunyadaki yasamin varligi da zaten bu metan sayesindedir.

Ancak son arastirmada gozlemlenen dogal metanin iklim degisimi uzerinde buyuk etkisi var diyor AWI arastirmacilari. Alman ve Fransiz bilim adamlarindan olusan ekip, etkin olan Haakon Mosby camur volkaninda metan baloncuklarindan olusan bir bulut gormus.

Bakis degisti

Bu bulut deniz dibinin uzerinde 800m, altinda ise 1250m kadar davam ediyor. Baloncuklar, yilda birkac 100 ton metani yukaridaki su tabakalarina tasiyorlar. Metan ve karbondioksit dogal oldugu kadar yapay sera gazi etkisinden sorumludur.

Gazlar, dunyadaki sicakligin uzaya yansimasini onluyorlar. Bir metan molekulu, karbondioksit molekulunden 20 misli etkilidir. Denizlerde dunya genelinde birkac bin camur volkaninin bulundugu tahmin edilmekte.

Saldiklari metan orani, insanlar tarafindan salinanla birlikte kuresel isinma uzerinde onemli olabilir. Fakat okyanuslardaki metan kaynaklari, karadakiler kadar iyi arastirilmamistir. Dolayisiyla da iklim uzerindeki kesin etkileri bilinmiyordu. Kisa bir sure oncesine kadar deniz diplerindeki metanin mikroplar tarafindan indirgenerek zararsiz hale getirildigi saniliyordu.

3- Iklim degisimi: Bering denizi de isiniyor



Kuresel iklim degisimi yuzunden, Bering denizindeki hava sicakliklari neredeyse deniz aslanlarinin (Odobenus rosmarus) yuzgecleri altindaki buzu bile eritecek kadar artmakta. Pasifik okyanusun kuzey kismindaki ekosistem, onemli olcude degisim gecirmekte diyor Tennessee Universitesi’nden Jacqueline Grebmeier Science dergisinde.

Deniz aslanlari genelde denizin uzerinde yuzen buz kutlelerini takip ederek avlanirlar. Iklim degisimi bu yuzden hayvanlarin besin kaynaklarini da yok edecek diyor bilim adamlari. Havadaki ve sudaki sicaklik artisi ozellikle de Bering denizinin guney kismindaki hayvanlari etkilemekte.

Ornegin gri balinalar, Kuzey Kutbu’nun kuzeyinde kalan sularda cok daha uzun kaliyorlar diyor bilim adamlari.

4- Madagaskar ormanlari tehdit altinda



Dunyanin dorduncu buyuk adasi olan Madagaskar, hayvan ve bitki cesitliligi icin essiz bir yasam alani sunar. Dunyadaki hayvanlarin ve bitkilerin %5’i burada yasiyor ve bircoklari baska hicbir yerde bulunmuyor. Burada gorulen kara memelilerin %98’i, surungenlerin %92’si, bitkilerin %68’i ve kuslarin %41’i artik sadece Madagaskar’da yasiyor.

Kisa bir sure once adada uc yeni lemur turu bulundu. Uzmanlara gore her tur, yasamin evrimi hakkinda daha iyi bir bakis acisi sunuyor.

Biyologlar ve cevreciler Madagaskar’daki cesitliligi korumak icin cabaliyorlar. Cangillarin yok edilmesi en buyuk tehdit olarak gorulmekte. Bu spektrometre cekimi gibi uydu goruntuleri bitki ortusu, ormanlarin durumu ve ciplak birakilmis yamaclar hakkinda bilgi veriyor.

Yagislar sirasinda ne miktarda topragin irmaklara aktigi da erozyon icin bir olcut sayilmakta. Bu goruntu ESA’nin (Avrupa Uzay Ajansi) Proba uydusuyla alindi. Proba, camasir makinesi buyuklugunde bir dunya gozlem araci. Sonda, Chris (Compact High Resolution Imaging Spectrometer) olarak adlandirilan bir spektrometreye sahip. Bu spektrometreyle 18x18m cozunurluklu goruntuler alinabiliyor.

5- Kuresel isinma petrol zenginlerine yariyor



Penguenler ve kutup ayilari icin tehlike sayilan kuresel isinma, petrol zenginlerinin isine yariyor. Cunku Kuzey Kutbu’ndaki buzlar eridiginde bolgede petrol arama calismalari kolaylasacak. Kuzey yarimkuredeki sicakliklar, guneye karsin iki misli daha hizli artiyor. Yazlar uzuyor ve buz inceliyor. 2015 yilinda kuzey kutbu normal gemiler icin alti ay sureyle acik olacak.

Gerci su sicakligindaki artisla birlikte buzdaglarinin sayisi da artiyor ama buna karsin arktik petrol kaynaklari siyasi acidan saglam bolgelerde bulunuyor. Kuzey Kutbu dev bir buz hazinesi. Bu hazinenin altinda sadece sonsuz buz degil, dunya petrol ve gaz rezervinin dortte bir barinmakta.

Tahminlere gore burada iki bilyon dolar yatiyor! Hatta Kuzey Kutbu’nun yakinlarinda bile petrol rezervleri saptandi. Norvec Petrol kurulusu Statoil ve Hydro ve Rus Gazprom dunyanin en buyuk dogalgaz rezervi olan "Stockman Field" bolgesini arastiracaklar. Tahminlere gore hacmi 3,2 bilyon kadar. Kuzey Kutbu’ndaki erime ote yandan zengin Norveclileri de sevindiriyor.

Hammerfest bolgesinde neredeyse 6 milyon Avroluk bir gaz sivilastirma tesisati insasi surmekte. Snohvit projesi ozellikle de Kuzey Amerikan pazarinin ihtiyacini giderecek. Bolgede Norvec, Rusya, Danimarka, Kanada ve ABD rakip halinde. Sinirlarin nerede baslayip, nerede bittigi belirsiz.

Doga

>

Doga


’Canli fosil’ bir kemirgen bulundu



Laos’ta bulunan bir kemirgen turu canli bir fosil gibi. Fare ve sincap karisimi hayvanin soyu aslinda 11.000 yil once tukenmisti.

Bilim insanlari bu hayvan turunu bir rastlanti sonucu izgara edilmis olarak Laos’ta bir pazarda gormuslerdi. Daha sonralari canli bir ornegini yakalama sansina kavustular.

Soz konusu hayvan, soyu 11.000 yil once tukendigi sanilan bir kemirgen. Arastirmacilar ilk basta yeni bir memeli ailesi bulduklarini sanmislardi. Hatta bu tahmin DNA ve kemik analizleriyle de kanitlanmis, yeni aileye Laonastes ve yeni kemirgene ise Laonastes aenigmamus adi verilmisti.

Yerliler ise hayvani "Kha-Nyaou" olarak biliyorlar. Ancak Mary Dawson, simdi hayvanin soyu tukendigi sanilan kemirgen ailesi Diatomyidae’nin bir uyesi oldugunu kanitladi. Arastirmacinin aciklamasina gore kemirgen, guneydogu Asya’daki tur cesitliligi hakkinda degerli bilgiler verecek.

21.000 yil oncesine bakis



Uluslararasi bir arastirma ekibi, Pasifik’e gomulen mercan resiflerinden cikarmis oldugu karot orneklerini Almanya’daki bir laboratuvara goturdu. Orneklerin 21.000 yil onceki buz devrinde, deniz seviyesinde yasanan oynamalar hakkinda bilgi vermesi bekleniyor. Bremen Universitesi bilim adamlari orneklerin onumuzdeki iki yil icinde degerlendirilmis olacagini ve El Nino gibi iklimsel olaylar hakkinda yeni bilgiler ogrenebileceklerini acikladilar.

Mercan fosillerinden cikarilan 600cm capindaki karot ornekleri bir sondaj gemisiyle Tahiti’den cikarildi. Ornekler deniz dibinin en az 100m altina ait ve "essiz bir kalitedeler" diyor arastirmayi yoneten Fransiz bilim adami Gilbert Camoin. Mercanlar, kirec iskeletleriyle yuzey sicakligi ve deniz suyuyla ilgili bilgiler tasiyor.

Bu verilerden tropikal okyanuslarin gelisimi ve iklim tarihi okunabilmekte. Arastirmacilar elde ettikleri bilgilerle, bilgisayardaki iklim modellerini gelistirerek, gelecekteki iklimsel olaylari daha iyi onceleyebilmeyi umuyorlar.

Sahra colunde dev krater



Amerikali bilim adamlari Sahra colunde gelmis gecmis en buyuk krateri saptadilar. Capi yaklasik olarak 31km’yi bulan krater Misir’in guneybatisinda yer almakta. Anlasildigi uzere krater, dort milyon yil once dusen bir meteoritle olusmus.

Boston Universitesi’nden Faruk El-Baz ve Eman Ghoneim, krateri Libya colunun uydu verilerini analiz ederken bulmuslar. Ic ve dis halkadan olusan kratere, uzerinde bulundugu Gilf Kebir yaylasi ve Arapca "buyuk" kelimesinden esinlenilerek "Kebira" adi verildi. Krateri acan meteoridin bir kilometre capinda oldugu tahmin edilmekte.100 milyonluk kum tasi icindeki krater, yagmur ve ruzgar yuzunden erozyona ugramis.

Iki cok eski nehir yatagi dogrudan batiya dogru uzaniyor diye acikliyor Eman Ghoneim. Kraterin kesin olarak tarihlendirilebilmesi icin yeni arastirmalarin yapilmasi gerekiyor. Bolgede yaygin olan sarimsi yesil parlayan silikatlardan olusan unlu col tasinin da meteorit carpmasiyla olusmus olabilecegi tahmin edilmekte.

Minik kurbaga kusdili biliyor!

>
ABD’de Illinois Universitesi, Cin’de ‘Amolops Tortomus’ olarak adlandirilan ve ender bulunan bir kurbaga turunun kus gibi sesler cikararak ‘konustugunu’ acikladi.


llinois Universitesi Molekuler ve Birlestirici Psikoloji dali ogretim uyesi Prof. Albert S. Feng, ilk kez hem suda hem de karada yasayan bir hayvanin yarasa, balina ve yunuslar gibi iletisim sagladigini soyledi.

Feng, ayrica kurbaga ve yarasalarin beyinlerinin sesi nasil algiladigini, ozellikle seslerin cok karisik oldugu bir ortamda iletisim icin sesleri nasil filtre ettigini arastirmaya devam ediyor.

Bilim adamlari, bu turlerin erkeklerinin kus gibi yuksek frekansli ve cok cesitli sesler cikardigini da tespit etti. Bazi sesler kaydedilebilen maksimum ses olan 128 kilohertz’in bile uzerine cikiyor. Insan kulagi ise ancak 20 kilohertz sesi duyabiliyor. Feng, Cin’de Huangshan Kapicalari’nda yasayan kurbagalar icin, “Hepsinin seslere tepki verebildigine inaniyoruz” dedi.

(Aksam)

cehennemden gelen vampir

>cehennemden gelen vampir(vampyroteuthis infernalis).
latince ismi boyle.derin deniz canlilarindan bir tanesi...iyi seyirler



cehennemden gelen vampir

>cehennemden gelen vampir(vampyroteuthis infernalis).
latince ismi boyle.derin deniz canlilarindan bir tanesi...iyi seyirler



Karbondioksit Seviyesinde Artis

>


Bilim adamlari, atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonunda onemli bir artis tespit etti. CO2 konsantrasyonu, su ana kadarki rekor seviyesine ulasti. ABD'deki Ulusal Osinografi ve Atmosfer Arastirmalari Dairesi (NOAA), atmosferdeki karbondioksit seviyesinin 381 ppm'ye yukseldigini acikladi. Bu deger endustriyel ortalamanin sadece 100 ppm altinda. Arastirmaya gore 2005 simdiye kadar CO2 seviyelerinde gorulen en buyuk artisi yasadi. 2005'te karbondioksit konsantrasyonu 2.6 ppm artti.



Son 30 yilda ikiye katlandi

NOAA, Amerika kitasindaki Rocky Daglari dahil dunyanin her yerinden aldigi ornekleri degerlendiriyor. Sayilar, seviyedeki artisin kuresel oldugunu gosteriyor.NOAA'dan karbondioksit analisti Dr. Peter Tans'a gore son ortaya cikan veriler, gecmis 30 yildaki endise verici artisin daha onceki yillarda yasanan ortalama artisi ikiye katladigini gosteriyor.

Beraberinde degisim getirecek

Dr. Tans, "karbondioksit seviyelerinde herhangi bir dusus isareti gormuyoruz. Aslina bakarsaniz, tam tersi gecerli. Yukselis hizi her gecen gun ivme kazaniyor" diyor.Atmosferdeki tam karbondioksit seviyesi kuresel anlamda buyuk bir sorun, cunku iklimbilimciler bu tazr baslangiclarin daha keskin ve ani degisimlere kapi acabilecegini soyluyor.

"Insan iklimi degistiriyor"

Ingiltere hukumetinin bilim danismani profesor Sir David King de, "yeni veriler, karbon emisyonlarinin sinirlandirilmasi konusunda hemen onlem alinmasi gerektigini bir kere daha gormus olduk" diyor."Bugun 380 ppm'nin uzerine ciktik. Bu son bir milyon yilda, hatta belki de son 30 milyon yilda yasanan en yuksek seviye. Insanoglu iklimi degistiriyor."

Arjantin’de Buzul Paramparca

>

Arjantin’in guneyinde Ulusal Buzul Parki’ndaki ulkenin en buyuk buzullarindan Perito Moreno parcalanarak denize karisiyor.Arjantin’nin guney ucundaki dev buzul kutlelerinden bazi parcalarin cozulerek kopmasi, kuresel isinmanin bir sonucu olarak degerlendiriliyor. Yuzlerce kisi, dev buzuldan parca kopmasini izlemek icin buzul parkina akin etti. Merakli insanlar buzulun kopusunu kameralara cekti. Alani 2 bin 600 kilometrekare’ye yayilan park, icindeki buzuldan kopmalarin onumuzdeki gunlerde de devam edecegi tahmin ediliyor.





GALATASARAY

,,,Kulah...legolog67...galatasaray,,,

,,,sagopa kajmer...derin darbe,,,



.....::::::Bir tesekkuru cok gormezsiniz sanirim::::::.....


.....:::::terazi size kalmis maksat bilgi vermek::::::....

Yasamimizdan cikarmamiz gereken gazlar

>Iste kurtulmamiz gereken gazlar...
Vinil Klorur

PVC' nin ana maddesidir.Beyin kanserine yol aciyor we bagisilik sistemini baski altina alir. Dogada gen mutasyonlarina we dogum anormalliklerine yol aciyor.

Metil Kloroform

Yazi duzeltme sivilarinda we murekkeplerde bulunuyor. Kalp we solunum sistemlerini tahrip edici ozelliue sahip olan bu gaz Ozon tabakasini da deliyor.

Trikloretilen

Boya , zamk , hali temizlik maddelerinde bulunuyor. Kanser yapici ozelligi war. Ayrica sinir sistemini etkileyip tahrip ediyor. Dogada ureme bozukluklarina yol actigi biliniyor.

Perkloretilen

Kuru temizleme sivilarinda, metalleri yagdan arindirma maddelerinde bulunuyor. Karaciger we bobrekleri tahrip ediyor.Cam agaclarinin ignelerinin dokulmesine we asit yagmurlarina neden oldugu saptanmis.

Heksaklorobenzen

Klorlu cozucu uretiminin yan urunundur. Gelismeyi engeller we metabolizmayi bozar. Dogada bozulmadan uzun sure kalir. Ayrica besin zincirine de gecer.

Dioksin

Organik klorlu bilesiklerin uretiminde ya da yakilmasi sirasinda aciga cikar. Kanser we ureme bozukluklarina yol acar. Dogada balik we deniz memelileride kanserli urlara neden olur.

Ewet hepsi de yasamimizi etkileyen etmenlerde we cewremizde ne yazik ki bolca bulunuyor.Cogunlugu suan tedavisi pekte mumkun olmayan KANSERe yol aciyor. Eger bunlarin uretimini kesmessek ilerde basimiza cok buyuk sorunlar acabilir.Herkes cewresine karsi duyarli olmali.........

Komur Celiskisi!!!

>Komur Celiskisi: Dunyadaki komur rezervleri cok zengin –ve cevreyi cok kirletiyor. Enerji acligi ceken bir Dunya, bu yakitin kirlerinden arindirilmasini bekleyebilecek mi?



Kavurucu bir agustos gununde Guneybati Indiana’da (ABD), dev Gibson uretim santrali tam kapasite calisiyor. Santralin 55 metre yukseklikteki 5 kazani, dakikada 25 ton komuru yutarak yaydigi 535˚C sicakliktaki buhari 3000 megavati askin elektrik ureten turbinlere gonderiyor. Sogutma sistemi bu yuksek tempoya yetismekte zorlaniyor ve egzoz sicakligiyla birlikte kontrol odasindaki ikaz sesleri de yukseliyor.

Ancak klimalarin uguldayarak calistigi ve elektrik gereksiniminin rekor seviyelere yaklastigi boylesi bir gunde yavaslamak olmaz. Ulkenin en buyuk enerji santrallerinden biri olan ve elektrik sebekesine uc milyon kisiye yetecek kadar guc pompalayan Gibson, bolgenin elektrik gereksinimini karsilayan baslica dayanak noktasi. Gibson’in sahibi olan kamu hizmet sirketi Cinergy’den Angeline Protogere, santralin bogucu sicagindan klimali ofise adim atarken, “Tum o enerjiyi uretmemizin nedeni iste bu” diyor.

Bir dahaki sefere klimanizi calistirdiginizda veya bir DVD izlediginizde, Gibson gibi santralleri ve bir gunde silip supurdukleri her biri 100 vagonluk 3 tren dolusu kirli yakiti dusunun. Komurle calisan bu tur elektrik santralleri, ABD’nin elektrik gereksiniminin yarisini karsiliyor. Bu santraller ayni zamanda sulfur dioksit –asit yagmurunun baslica nedeni– ve civanin da aralarinda bulundugu zararli maddelerden olusan bir karisim aciga cikariyor. Ayrica, kuresel isinmaya neden olan –otomobil, kamyon, otobus ve ucaklarin toplamindan yayilan miktar kadar– karbon dioksit de aciga cikariyor.

Muhendisler, birkac bolgedeki demonstrasyon projeleriyle, komuru, cevresel yikima yol acmaksizin enerjiye donusturebilecek teknolojiler uzerine arastirma yapiyorlar. Ancak kamu hizmet sirketlerinin yakinda bu tur –ve cok sayida– santraller kurmaya baslamamalari halinde gelecek Gibson gibi bircok geleneksel santrale gebe kalacak gibi gorunuyor.



NG

Kuresel isinmaya dahiyane cozum

>Avrupa’nin saldigi CO2 yeraltinda saklansin

Norvecli enerji devi Statoil, Avrupa’da salinan tum karbon dioksidin Kuzey Denizi’nin altindaki kayalara enjekte edilmesini oneriyor.



Statoil sirketi, Norvec’in 320 km acigindaki Sleipner platformunun altinda bulunan kayaliklarin, kuresel isinmaya neden olan karbon diyoksid gazini saklayabilecegini one surdu. Sirketin Baskan Yardimcisi Tor Fraeren, BBC’ye yaptigi aciklamada Kuzey Denizi’ndeki sualti kayaliklarinin Avrupa’nin gelecek birkac yuzyil boyunca salacagi tum karbondioksidi muhafaza edecek potansiyelde oldugunu vurguladi.

YILDA 1 MILYON TON CO2 BASILIYOR
Sleipner platformu esasen karbon dioksid bakimindan oldukca zengin bir metan kuyusu. Sirket, Sleipner platformunda gunde 20 milyon metre kup metan gazi uretiyor. Kuyudan cikan metan gazinin kullanilabilmesi icin, platform karbon dioksidi metandan ayristirariyor.


Platform geriye kalan karbon dioksidi atmosfere salmak yerine, denizin 900 metre altindaki dogal yatagina geri enjekte ediyor. Sirket yilda 1 milyon ton atik karbon dioksidi sualtina depolayarak, kuyuyu simdiden bir karbon dioksid yatagina donusturdu. Sirket boylece atmosfere salinarak kuresel isinmaya neden olabilecek bu gazi, zararsiz hale donusturuyor. Bazi iklimbilimciler de karbon dioksidi yeraltinda depolamanin, kuresel isinmaya karsi ise yarayabilecegini onayliyor.

CO2’NIN GELISIMI GOZLEMLENDI
Statoil yeraltina enjekte edilen atik karbon dioksidi, sismik yontemlerle kontrol ederek yeraltindaki gelisimini gozlemliyor. Sirket bu sekilde karbon dioksidin uzun donemde nasil degisimler gosterdiginin de bir kaydini olusturuyor. Fraeren, projeksiyonlarinin gazin yeraltinda guvenli bir sekilde durabilecegini gosterdigini ifade ediyor.

Fraeren, sirketin geri CO2’nin enjeksiyon tekniginin gelistirmesine Norvec hukumetinin karbon dioksid salinimina koydugu yuksek vergilerin neden oldugunu dile getiriyor: “Atmosfere salip vergi odemektense, karbon dioksidi yeraltina enjekte etmek daha dusuk maliyetli.”

PROJE 2009’DA BASLAYACAK
Norvec hukumeti, Sleipner platformunu ulkenin bati kiyisindaki bir noktayla baglayarak 2009’dan itibaren karbon dioksid transferine baslayacak. Norvec hukumeti ile Ingiltere arasinda da bu teknolojinin gelistirilmesine yonelik calismalar suruyor.



NTVMSNBC

2 bin 500 yillik 'taze' nar

>Yunanistan'da bir bronz kap icinde 2 bin 500 yillik oldugu sanilan dort adet bozulmamis nar bulundu. Atina'nin 100 kilometre kadar batisindaki bir arkeolojik kazi sirasinda bulunan meyvelerin bozulmamis oldugu belirtildi. Bronz kap korumus Kaziyi yapan arkeologlardan Panayiota Kasimi, narlarin bronz kap cok iyi kapatildigi icin bozulmadigini, bronzun oksitlenmesi sayesinde mikroorganizmalarin meyvelere zarar veremedigini soyledi. Narlarin ozel bir buzdolabina konuldugu ve uzerlerinde daha genis incelemeler yapilacagi kaydedildi. Arkeologlar narlarin fotograflarinin cekilmesine izin verilmeyecegini de bildirdi.




GALATASARAY

,,,Kulah...legolog67...galatasaray,,,

,,,sagopa kajmer...derin darbe,,,



.....::::::Bir tesekkuru cok gormezsiniz sanirim::::::.....


.....:::::terazi size kalmis maksat bilgi vermek::::::....

Dunyanin en siddetli yanardag patlamasi!!! (Krakatoa Yanardagi)

>*Endonezya'da Sunda Bogazinda yer alan Rakata Adasinda bulunuyorKrakatoa Yanardagi..
Dunya tarihindeki en buyuk patlamayi gerceklestiren yanardagdir.olusum surecini son 1 milyon yillik doneme yayilmistir.Krakatoa,den,z yuzeyinden 300 m. altindan baslayarak deniz yuzeyinin 1800 m uzerine bir cikinti olusturmustu.Puskurmeler sonucunda tepesinin yerini 6 km. capinca bir kaldera almis.

*Yanardagin bilinen ilk puskurmesi 1680'de gerceklesmis we de orta siddette bir patlama.20 Mayis 1883'te baslayan wolkanik etkinlik sonucunda kul yuklu bulutlar 10 km.lik bir yukseklige ulasmistir.Patlama 160 km. uzakta bulunan Cakarta Adasindan da duyulmus. 26 Agustos'ta siddetli patlamalar artti we saat 14.00 da kul bulutlari Krakatoa'nin 27 km. yukarisina kadar yukseldi.

*****27 Agustos sabahi saat 10.00'da 3540 km. uzakliktaki Avustralya'dan duyulan olaganustu patlamalar we 80 km. yukseklige ulasan kullerle felaket baslamis oldu.

En buyuk bu patlama sonunda Krakatoa Yanardagi hawaya 21 km.kup kaya parcalari puskurttu.Kuller ise 800.000 km.karelik bir alana yayildi.Yanardagin cewresinde gemileri durduracak kadar kalin yuzen parcalar yayildigi gorulmus.

Patlamadan sonra geriye yanlizca okyanus suyuyla kapli, 275 m derinlikte bir havza icinde 815 yukseklikte bir adacik olustu.Sertang,Lang adalariyla we Rakata'nin guneyinde 60 m. waran kalinlikta kul birikti.Cikan kullerin we lavlarin cogunlugunun yerin merkezinden gelen yeni magma oldugu tespit edildi.

Yanardagin en buyuk patlamasiyla we cokmesiyle Guney Amerika we Hawaii gibi uzak ulkelerde Tsunamiler(sismik deniz dalgasi) ortaya cikti.Cava we Sumatra Adalarinin kiyi kasabalarinda 36.000 kisinin olumune yol acan we yuksekligi 37 m. ye waran dev dalgalar olustu.
Krakatoa Ada grubundaki toptaklarin tamami werimsizlesti we kul altinda kaldi.Bitki we haywan yasaminin tekrar canlanmasi icin aradan 5 yil gecmesi gerekti.

Dunyanin en siddetli yanardag patlamasi!!! (Krakatoa Yanardagi)

>*Endonezya'da Sunda Bogazinda yer alan Rakata Adasinda bulunuyorKrakatoa Yanardagi..
Dunya tarihindeki en buyuk patlamayi gerceklestiren yanardagdir.olusum surecini son 1 milyon yillik doneme yayilmistir.Krakatoa,den,z yuzeyinden 300 m. altindan baslayarak deniz yuzeyinin 1800 m uzerine bir cikinti olusturmustu.Puskurmeler sonucunda tepesinin yerini 6 km. capinca bir kaldera almis.

*Yanardagin bilinen ilk puskurmesi 1680'de gerceklesmis we de orta siddette bir patlama.20 Mayis 1883'te baslayan wolkanik etkinlik sonucunda kul yuklu bulutlar 10 km.lik bir yukseklige ulasmistir.Patlama 160 km. uzakta bulunan Cakarta Adasindan da duyulmus. 26 Agustos'ta siddetli patlamalar artti we saat 14.00 da kul bulutlari Krakatoa'nin 27 km. yukarisina kadar yukseldi.

*****27 Agustos sabahi saat 10.00'da 3540 km. uzakliktaki Avustralya'dan duyulan olaganustu patlamalar we 80 km. yukseklige ulasan kullerle felaket baslamis oldu.

En buyuk bu patlama sonunda Krakatoa Yanardagi hawaya 21 km.kup kaya parcalari puskurttu.Kuller ise 800.000 km.karelik bir alana yayildi.Yanardagin cewresinde gemileri durduracak kadar kalin yuzen parcalar yayildigi gorulmus.

Patlamadan sonra geriye yanlizca okyanus suyuyla kapli, 275 m derinlikte bir havza icinde 815 yukseklikte bir adacik olustu.Sertang,Lang adalariyla we Rakata'nin guneyinde 60 m. waran kalinlikta kul birikti.Cikan kullerin we lavlarin cogunlugunun yerin merkezinden gelen yeni magma oldugu tespit edildi.

Yanardagin en buyuk patlamasiyla we cokmesiyle Guney Amerika we Hawaii gibi uzak ulkelerde Tsunamiler(sismik deniz dalgasi) ortaya cikti.Cava we Sumatra Adalarinin kiyi kasabalarinda 36.000 kisinin olumune yol acan we yuksekligi 37 m. ye waran dev dalgalar olustu.
Krakatoa Ada grubundaki toptaklarin tamami werimsizlesti we kul altinda kaldi.Bitki we haywan yasaminin tekrar canlanmasi icin aradan 5 yil gecmesi gerekti.

Fizik Kurallarini Bilen Kelebekler

>rabbi bilki yarattiklarini goresin

FIZIK KURALLARINI BILEN KELEBEKLER


Kelebeklerin gorunumlerini herkes cok begenir. Renkli kanatlari, zarif ucuslari ile canli birer sus gibi olan bu canlilar, Allah'in bizim icin yarattigi guzelliklerden biridir. Ancak elbette ki kelebeklerin tek ozellikleri suslu dis gorunusleri degildir. Oldukca kisa omurlu olan bu canlilar kimi zaman birer uzman gibi hesaplamalar yaparlar. Ornegin ucmak icin -daha once anlattigimiz guvelerde oldugu gibi- kelebeklerin vucudunun belli bir sicaklikta olmasi gerekmektedir. Bunun icin kelebeklerin neler yaptiklarini birlikte inceleyelim:

Colias kelebegi adi verilen bir tur, vucut sicakligi 28 dereceden dusuk oldugunda ucamaz. Bu durumda kelebek hemen kanatlarini acar ve sirtini Gunes'e donerek gunes isinlarini dik alacak sekilde durur. Kelebek yeterince isinip vucut isisi 40 0C kadar ciktiginda kendi etrafinda 90 derece doner. Boylece gunes isinlarini yatay alir hale gelir. Bu hareket ile gunes isinlarinin isitici etkisi en aza indirilmis olur. Dolayisiyla kelebegin vucut isisi dusmeye baslar.
Ayrica bu cins kelebeklerin kanatlarinda siyah lekecikler bulunur. Bu lekeler de isiyi kelebegin vucudunda toplamaya yarar. Ancak lekelerin bulundugu yer herhangi bir yer degildir. Bunlar vucudun en cok isinmaya ihtiyac duydugu yerlere yakin olarak yerlestirilmistir. Bu tasarim sayesinde kanatlardaki cabuk isinan lekeciklerden diger bolgelere yapilacak olan isi nakli kolaylasir. Cunku isiyi aktarmak icin asilmasi gereken mesafe kisalmistir.

Bir baska kelebek cinsi de vucut isisini artirmak icin benzer bir yontem kullanir. Mercekleri hepiniz bilirsiniz. Kimileri cisimleri buyuk gostermek icin kullanilir, kimileri de kucuk. Ornegin gozluk camlari birer mercektir. Gunes isigina tutulan mercek ise isiyi belli bir noktada toplamaya yarar. Hatta bu yontemle ates yakmak bile mumkundur. Pieris cinsi kelebek ise kanatlarini oyle bir acida ayarlar ki, tipki bir mercekteki gibi tum isinlari vucudunun en cok isinmasi gereken bolgelerinde toplayabilir.

Suphesiz bu kelebekler hayatlarinin hicbir doneminde fizik ya da baska bir konuda egitim almamislardir. Mercegin ne gibi ozelliklerinin oldugunu da bilmezler. Hangi acinin gunes isinlarini daha verimli alacagindan da haberdar degildirler. Kelebeklere en verimli sekilde isinmak icin neler yapmalari gerektigini ilham eden, herseyi koruyan ve gozeten Allah'tir. Allah bir ayetinde soyle buyurmaktadir:
... Allah herseyi gozetleyip denetleyendir. (Ahzab Suresi, 52)

Fizik Kurallarini Bilen Kelebekler

>rabbi bilki yarattiklarini goresin

FIZIK KURALLARINI BILEN KELEBEKLER


Kelebeklerin gorunumlerini herkes cok begenir. Renkli kanatlari, zarif ucuslari ile canli birer sus gibi olan bu canlilar, Allah'in bizim icin yarattigi guzelliklerden biridir. Ancak elbette ki kelebeklerin tek ozellikleri suslu dis gorunusleri degildir. Oldukca kisa omurlu olan bu canlilar kimi zaman birer uzman gibi hesaplamalar yaparlar. Ornegin ucmak icin -daha once anlattigimiz guvelerde oldugu gibi- kelebeklerin vucudunun belli bir sicaklikta olmasi gerekmektedir. Bunun icin kelebeklerin neler yaptiklarini birlikte inceleyelim:

Colias kelebegi adi verilen bir tur, vucut sicakligi 28 dereceden dusuk oldugunda ucamaz. Bu durumda kelebek hemen kanatlarini acar ve sirtini Gunes'e donerek gunes isinlarini dik alacak sekilde durur. Kelebek yeterince isinip vucut isisi 40 0C kadar ciktiginda kendi etrafinda 90 derece doner. Boylece gunes isinlarini yatay alir hale gelir. Bu hareket ile gunes isinlarinin isitici etkisi en aza indirilmis olur. Dolayisiyla kelebegin vucut isisi dusmeye baslar.
Ayrica bu cins kelebeklerin kanatlarinda siyah lekecikler bulunur. Bu lekeler de isiyi kelebegin vucudunda toplamaya yarar. Ancak lekelerin bulundugu yer herhangi bir yer degildir. Bunlar vucudun en cok isinmaya ihtiyac duydugu yerlere yakin olarak yerlestirilmistir. Bu tasarim sayesinde kanatlardaki cabuk isinan lekeciklerden diger bolgelere yapilacak olan isi nakli kolaylasir. Cunku isiyi aktarmak icin asilmasi gereken mesafe kisalmistir.

Bir baska kelebek cinsi de vucut isisini artirmak icin benzer bir yontem kullanir. Mercekleri hepiniz bilirsiniz. Kimileri cisimleri buyuk gostermek icin kullanilir, kimileri de kucuk. Ornegin gozluk camlari birer mercektir. Gunes isigina tutulan mercek ise isiyi belli bir noktada toplamaya yarar. Hatta bu yontemle ates yakmak bile mumkundur. Pieris cinsi kelebek ise kanatlarini oyle bir acida ayarlar ki, tipki bir mercekteki gibi tum isinlari vucudunun en cok isinmasi gereken bolgelerinde toplayabilir.

Suphesiz bu kelebekler hayatlarinin hicbir doneminde fizik ya da baska bir konuda egitim almamislardir. Mercegin ne gibi ozelliklerinin oldugunu da bilmezler. Hangi acinin gunes isinlarini daha verimli alacagindan da haberdar degildirler. Kelebeklere en verimli sekilde isinmak icin neler yapmalari gerektigini ilham eden, herseyi koruyan ve gozeten Allah'tir. Allah bir ayetinde soyle buyurmaktadir:
... Allah herseyi gozetleyip denetleyendir. (Ahzab Suresi, 52)

Sivrisinekler neden herkesi isirmiyor?...

>Bilimadamlari, neden bazi insanlarin sivrisineklere daha cazip geldiginin sirrini cozduklerine inaniyorlar.
Daha onceden bazilarinin sivrisinekleri cezbeden bir koku salgiladiklari biliniyordu.

Ingiltere'deki Rothamsted Research adli arastirma merkezindeki uzmanlar, bu kokulari bastiran bazi salgilar bulduklarini soyluyor.

Soz konusu salgilardan uretilecek "dogal sivrisinek kovucularin insanlari her turlu bocege karsi koruyabilecegi belirtiliyor.

Ancak bu ilac gelistirilinceye kadar sivrisineklerden rahatsiz olanlarin, vucutlari bu tur maskeleyici salgilar ureten kisilerin yaninda dolasmasi yararli olabilir.

Zira, inekler uzerinde yapilan arastirmaya gore, bu tur salgilar ureren ineklerin bol oldugu suruler sivrisinek tacizine ugramiyor.

Arastirmada maskeleyici salgi olarak nitelenen 11 bilesen bulundu. Soz konusu bilesenler, vucudun urettigi ve sivrisinekleri ceken kokuyu bastiriyor.

Daha once bazi insanlarda bu tur koku uretimi olmadigina inaniliyordu.

Arastirma ekibindeki James Logan "Her insan sivrisinekleri ceken bir koku salgiliyor. Ancak bazilarinda bunu bastiran baska salgilar da mevcut" dedi.

Kokuyu maskeleyen bilesenler incelenerek hangisinin daha etkili oldugu belirlenecek.

Daha sonra bu maddeden sivrisinekleri kovan ilaclar uretilmesi planlaniyor.

Canlilar Bering Bogazi’ndan kaciyor

>Asya ve Amerika kitalarinin birbirlerine en yakinlastiklari Bering Bogazi’nda su ve hava isisinin yukselmesi dogal yasami tehdit ediyor.

Pasifik Okyanusu’nun kuzeyinde bulunan Bering Denizi, yaklasik 1.8 milyon kilometre kare’lik bir alana yayiliyor. Bering Bogazi, dunyanin en zengin balik havzalarindan sayiliyor. Kuzey kisimlarinda deniz ordekleri, gri balinalar, foklar ve diger soguk su canlilari yasiyor. Ancak suyun isinmasiyla, milyonlarca yildir bolgede yasayan canlilar da yerlerini terketmek zorunda kalacak.

Kuzey Kutbu’nun guney kisimlarindaki buzul erimesi nedeniyle, soguk su canlilari daha da kuzeye dogru goc etmek zorunda kalacak. Bu da dogal yasamin dengesinin bozulmasi demek. Uydu gozlemleri Bering Denizi’ndeki deniz buzlarinin hizla inceldigini gosteriyor.

Bogazin guneyindeki buz erimesi, balik populasyonunun yuvalarini terketmesine yol acacak. Hayvan turlerinin aniden yer degistirmesi, geride kalan ve yeni yerlesilen bolgeler icin koklu ekolojik degisimlere neden olabilir, zira besin zincirinde meydana gelecek bir eksiklik buna bagli bircok turu de etkileyebiliyor.

‘GONULLU’ CO2 DEPOSU
Bering Bogazi, ayni zamanda atmosferdeki fazla karbon dioksidin kendiliginden biriktigi bir ‘dogal CO2 deposu’. Bering Bogazi’ndaki herhangi ekolojik degisiklik, denizin kuresel isinmaya karsi bu yararli ozelliginin de yok olmasina yol acabilir.

Uydu gozlemleriyle desteklenen arastirmayi University of Tennessee uzmanlarindan Dr. Jackie Grebmeier yapti.


KAYNAK

Fosili aranirken canlisi bulundu

>Bilim adamlarinin gecen yil Laos'ta bir et pazarinda tesadufen bulduklari fare-sincap karisimi kemirgen, yeni bir tur olarak dunya basinina tanitilmisti. Oysa ABD'li, Fransiz ve Cinli arastirmacilar bunun aksini ispatladi. Ekip, bu hayvanin iskeletini, Guney Asya'da yok oldugu sanilan bir kemirgen turunun fosiliyle karsilastirdi ve ayni memeli ailesinden oldugunu buldu.



Yeni isim araniyor
Kemirgeni ortaya cikaran Wildlife Conservation Society'nin biyologu George Schaller yok oldugu sanilan bir turun yeniden ortaya cikmasinin yeni bir tur kesfetmekten daha heyecanli oldugunu soyluyor. Laos'un balta girmemis ormanlarinda yasayan bu gece kemirgenine yerli halk 'kha-nyou' adini vermis. Ancak doga bilimciler henuz bir isim bulamadi.

Sahra'da dev krater

>Misir'in batisindaki Sahra Colu'nde, milyonlarca yil once meteor carpmasi sonucu olusan devasa bir krater bulundu. Uzmanlar kraterin bugune kadar bulunamamasini buyuk boyutlarina bagliyor.




Uydu goruntulerini inceleyen uzamanlar tarafindan bulunan krater, 31 kilometre capiyla, Sahra Colu'nde bulunan en genis krater oldu. Uzmanlar kraterin bugune kadar bulunamamasini buyuk boyutlarina bagliyor.

Boston Universitesi ekibinin buldugu krater, bolgede daha once bulunan en buyuk meteor carpmasinin iki kati etkiyle ortaya cikmis ve Arizona'daki kraterin 25 kati buyuklugunde.

Cevresi yok oldu

Arastirmacilar, kraterin yaklasik olarak 1.2 kilometre buyuklugunde bir meteor tarafindan olusturuldugunu ve yuzlerce kilometre cevredeki her seyi yok etmis olabilecegini soyluyor.

Ornek vermek gerekirse, 65 milyon yil once dinozorlarin yeryuzunden silinmesiyle sonuclanan carpismayla ortaya cikan Meksika'daki Chicxulub kraterinin genisligi 160 ile 240 kilometre arasinda degisiyor.

Ismi 'Kebira'

Arastirmayi yapan uzmanlardan Faruk El Baz kratere, yer aldigi bolgenin adindan da esinlenerek Arapcada buyuk anlamina gelen Kebira ismini verdi.

Kebira'nin her kraterde oldugu gibi iki buyuk halkasi var, ancak yillar boyunca su ve ruzgarin etkisiyle silindigi halkalarin icin egitimli olmayan bir goz tarafindan gorulmesi neredeyse imkansiz.

Col kadehi olusturdu

Meteorun dunyaya ne zaman carptigi ve kraterin ne zaman olustugu henuz bilinmiyor, ancak El Baz, "dogudan batiya dogru akan iki antik nehrin kalintilarini barindiryor" diyor.

Kebira'yi yaratan carpma, guneybati Misir'daki Buyuk Kum Denizi'nin devasa kumullari arasinda bulunan ve sari-yesil silikat parcalarindan olusan buyuk bir alan ortaya cikarmis.



CNNTR

Doga

>

Doga


Baliklar suda iz birakiyor

Bizler suda yuzen baliklari izledigimizde arkalarinda hicbir iz gormeyiz. Oysa diger baliklarin gorebilecegi izler birakiyorlar. Bonn Universitesi arastirmacisi Joachim Mogdans, baliklar bu izleri "uydu organlariyla" algiliyorlar diyor. Bu organ, tum bedene dagilmis minik duyu tomurcuklarindan olusmakta. Cesitli balik turleri birbirinden farkli izler birakiyor. Bu izler baligin ne kadar hizli yuzdugune ve yuzgec veya kuyruk hareketlerine

Bagli olarak degismekte. Baliklarin bu izleri ne derece ayirt ettiklerini arastirmacilar henuz bilemiyorlarsa da baliklar bu izlere bakarak diger baliklarin ne kadar sure once hangi yone yuzduklerini gorebiliyorlar diyor Mogdans. Bu bilgiler de avlanan baliklar icin yararli olabilir.

Yeni memeli turu sasirtti

Memelilerin evrimi tartismasini altust eden bir yeni memeli Cin’de bulundu.

Cin’de bulunan kunduz benzeri bir hayvan, memelilerin evrimiyle ilgili teorileri altust etti. Castorocauda lutrasimilis, dinozorlar henuz tukenmeden once yasamis. Oysa halihazirdaki verilere gore 164 milyon yil once, memelilerin cok ilkel bicimleri yasiyordu sadece.

Fakat Cin’de bulunan hayvanin, postu, genis pullu bir kuyrugu, yuzgecleri ve fokunkine benzer disleri vardi ve baliklarla besleniyordu diye acikliyor arastirmacilar. Paleontoloji uzmanlari bu gelisim evresini asagi yukari 100 milyon yil sonrasina tarihlendirmislerdi. Nanjing Universitesi’nden Quiang Ji’nin konuyla ilgili arastirma yazisi Science dergisinde yayimlandi.

Seks sayesinde daha uzun yasiyor

Bilimsel adi Cryptomys anselli olan kemirgenler, toplu halde yasayan bocekler icin alisilmis fakat omurgalilar icin cok tuhaf olan bir yasam bicimi suruyor. Afrika’ya ozgu olan hamster buyuklugundeki bu kemirgenlerin ciftleri, yavrulariyla birlikte omur boyu beraber yasiyorlar.

Duisburg-Essen Universitesi’nden Phillipp Dammann ve Hynek Burda yirmi yildan bu yana bu hayvanlarin verilerini degerlendirerek anne baba hayvanin, yavrularindan iki misli daha uzun yasadigini saptamislar. Cinsel yasamlari olmayan kemirgenler, en fazla sekiz yil yasarken, cinsel yonden etkin olanlar 15 hatta 20 yil kadar yasayabiliyorlar.

Bilim adamlari kucuk yavrularin daha buyuk yavrular tarafindan bakildigini dusunerek, genc kemirgenlerin asiri yorgunluk yuzunden erken oldugunu dusunmusler once. Ancak yetiskin ve genc kemirgenlerin yasam bicimleri arasinda hicbir fark gorulmemis. Arastirmacilar bu yuzden Cryptomys anselli turunun aktif cinsel yasam sayesinde daha uzun yasadigini saniyorlar.

Okyanuslarin En Derin Bolgelerinde

>

Okyanuslarin En Derin Bolgelerinde


Denizlerin derinliklerinde cok az arastirilan gizli dunyalar var. Okyanuslardaki cukurlar 11km’den bile daha derin. Gunes isigi almayan bu bolgeler gece kadar karanliktir. Inanmasi zor ama insanlik deniz dipleri hakkinda uzayin derinliklerindeki yildizlar kadar bile bilgi sahibi degil. Neredeyse 40 yil once Ay’a cikan astronotlar, yakin bir gelecekte Mars’a gitmeye hazirlaniyor. Ama deniz diplerinde hala bizim bilmedigimiz dunyalar sakli. Deniz dipleriyle ilk arastirmalar 19.yy’da, baslamistir.


Amerikan olcum gemisi "Tuscarora", 1874 yilinda Japonya’nin kuzeydogusunda 8513m derinligindeki Kuril cukurlugunu bulmustu. Fakat Ingiliz biyolog Wyville Thompson’un kesfi cok daha ilgincti. Thompson 4600m derinlikte canlilar gormustu.

Oysa o zamanlar 750m derinlikten sonra ne bir bitkinin ne de bir hayvanin yasadigi bilinmiyordu. Boylece biyologun bu kesfi ilk planli bir deniz arastirmasina vesile oldu ve "Challenger" buharli korveti 21 Aralik 1872 yilinda uc bucuk yillik bir arastirma gezisine cikti.

354 bolge

Bu zaman zarfinda derin deniz faunasi 354 farkli bolgede incelendi. Challenger’in arastirma raporu tam 32 kalin ciltten olusmakta. Bu kesif gezisinin sonuclari deniz akintilariyla ilgili ilk bilimsel bilgiler ve okyanuslarin derinliklerindeki yasamin kanitlariydi.

Challenger ekibi 23 Subat 1875 yilinda Mariane adalarinin kenarindan suyun derinligini olctu: 8164m G dunyanin en derin noktasi olan Mariane cukuru bulunmustu ! Cunku Sovyetlerin "Vitjas" arastirma gemisiyle 1957 yilinda yapilan olcumlerle, ayni bolgede 11.034m’lik bir derinlik olctu ki son uydu destekli olcum yontemleriyle bu bolgenin, dunya denizlerindeki en derin nokta oldugu kanitlanabilmistir.

Yirminci yuzyilin ortalarinda Atlantik’te 8648m derinlikteki Puerto Rico cukurlugu bulundu. Fakat okyanuslardaki ortalama derinlik 3000-4000m arasindadir.

Dunyanin en derin noktasina dalmak, Ay yolculuguyla karsilastirilabilecek kadar eski bir insanlik hayaliydi. Isvicreli fizikci Auguste Piccard 1953 yilinda bu amacta ozel bir dalgic araci gelistirdi. Ve bir yil sonra Trieste ile birlikte 4000m derinlige indi.

Ay yolculugu gibi

Trieste’nin gelistirilmesinde Piccard’in ogul Jacques de calismisti. Jacques 23 Ocak 1960 yilinda Amerikali deniz tegmeni Don Walsh ile birlikte Mariane cukuruna daldi. 11.000m’yi asan bu dalma rekorunu o zamandan bu yana hic kimse yenileyemedi.

Bu kadar derinlige dalmak pek kolay degildir. Cunku belli bir derinlikten sonra insanlar ancak geliskin teknolojilerin yardimiyla dalabiliyorlar. Derinlere dalarken ortaya cikan en buyuk sorun elbette basinctir. Mesela 10.000m derinlikte, santimetrekare basina 1000kg’lik basinc etkir. Deniz diplerine ulasmak iste bu nedenle neredeyse Ay’a gitmek kadar zordur.

Dinazorlar Nicin Yok Oldular

>Bilim adamlari, dinazorlarin, dunyaya goktasinin carpmasindan once yok olmak uzere oldugunu bildirdi Yeni Zelanda'nin Massey Universitesi'nden Profesor David Penny ile Oxford Universitesi'nden evrim uzmani Dr. Matt Phillips, ''Trends in Ecology and Evolution'' adli Yeni Zelanda dergisindeki makalelerinde, dinozorlarin neslinin tukenmesine yol acan goktasi teorisinin yeniden gozden gecirilmesi yonunde gorus bildirdi. Bilim adamlari, ''Jeofizikciler 25 yilda, dinozorlar ile pterozorlarin neslinin tukenmesinin baslica nedeninin dunyaya goktasi carpmasi oldugu konusunda en ufak bir kanit ileri surmedi'' dedi. Dinozorlarin neslinin dunyaya goktasinin carpmasi yuzunden tukendigini ifade eden teoride, ''kuslar ve memelilerin, 65 milyon yil once 'Kretase' (Tebesir Donemi: 136-65 milyon yil once) sonunda goktasinin dunyaya carpmasindan sonra yeryuzunde gelismeye basladigi'' ifade ediliyor. Bilim adamlari, 80-90 milyon yil once cesitlenmeye baslayan kuslar ile memelilerin, 20-30 milyon yil once sayica dinozorlarin onune gecmeye basladigini belirtti.


David Penny, ''dinozorlarin neslinin tukendigi donem ve kuslar ile memelilerin cogaldigi donemin belirlenmesi amaciyla, fosillerin incelenmesi yoluyla, farkli turdeki dinozorlarin, kuslarin ve memelilerin yeryuzunde yasadigi donemin ogrenilebilecegini'' kaydetti.

Bu maymundan aslan bile korkuyor

>Bilim adamlari, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ormanlarinda dev bir maymun turu kesfetti. 2 metre boyunda olan maymunlar goril ve sempanze ozellikleri tasiyor. Kesfin yapildigi bolgede yasayan yerliler, maymunlarin cok guclu olduklarini, aslanlari bile oldurduklerini iddia etti. Uzmanlar, dev maymunlarin beslenme aliskanliklarinin gorillere cok benzedigini belirterek, goril - sempanze birlikteliginden dogan melez bir tur olabilecegini dusunuyorlar. Uzmanlar, daha once bilinmeyen bu turun goril gibi davranan dev sempanzeler olabilecegini de soyluyor.



GALATASARAY

,,,Kulah...legolog67...galatasaray,,,

,,,sagopa kajmer...derin darbe,,,



.....::::::Bir tesekkuru cok gormezsiniz sanirim::::::.....


.....:::::terazi size kalmis maksat bilgi vermek::::::....

Guney Kutbu'nun gelecegi Avrupa'ya bagli

>Guney Kutbu'ndaki buz kutleleri, sicak su akintisinin bozulmasi ve atmosferdeki karbondioksit artisinin bir sonucu olarak olusmustu. Bundan 14 milyon yil once soguyan Guney Kutbu'nda kisa bir sure icinde muazzam buz kutleleri olusmustu. Antarktik kitasi bugun 4500 m kalinliginda bir buz tabakasiyla ortuludur sadece cok kucuk bir yuzdesi buzsuz kalmistir. Peki ama bu kadar ani bir bolgesel buz devri nasil gelismis olabilir? Bilim adamlari uzun bir suredir bu soguk surprizin dunya genelindeki iklimsel degisim ve kita levhalarindaki kaymalarla gelistigini dusunuyorlardiysa da kesin baglantilar ve zaman hakkinda pek bir sey bilinmiyordu. California Universitesi (Santa Barbara) jeologlari simdi Science dergisinde buz olusumunun nedenlerini planktonlari inceleyerek bulmaya calistiklarini acikladilar. Deniz diplerinde gomulu minik organizmalar yasadiklari donemin cevre kosullari ve bedenlerindeki atomlarin durumu hakkinda bilgi verirler. Yedi derece sogumustu Buna gore Guney Kutbu'nun dev bir buz dolabi haline gelmesinden okyanuslardaki sicak su akintilari sorumlu. Guney kutbunun etrafinda tropik sicakligi ve nemi engelleyen bir barikat olusunca, Antarktik sulari kisa bir sure icinde yedi santigrat derece sogumustu. Ayni zamanda Avustralya'nin kuzeyi ve guneyindeki kita levhalarinin pozisyonu degismis ve karbondioksit yogunlugu da yukselmeye baslamisti. Iklim uzmanlari simdi ayni senaryonun gunumuzde de gerceklesebileceginden endiseleniyorlar. Atmosferdeki karbondioksit oraninin artisiyla hava sicakligini yukselmesi, sicak korfez akintisini altust ederek Avrupa'da yeni bir buz devrine yol acabilir. "Calismalarimiz, dunyadaki iklim sisteminin ister karbondioksit yogunlugundaki artis isterse kitalar arasindaki kaymalar olsun degisen kosullara karsi cok hassas oldugunu gostermekte" diyor Amelia Shevenell, Science dergisindeki arastirma yazisinda. Burada dis etkenlerin dogal veya insanlara bagli sureclerle meydana gelmesi onem tasimamakta. Bolgesel kosullarin degismesi halinde dunyanin iklim sistemi buna uygun olarak reaksiyon gostermekte.



GALATASARAY

,,,Kulah...legolog67...galatasaray,,,

,,,sagopa kajmer...derin darbe,,,



.....::::::Bir tesekkuru cok gormezsiniz sanirim::::::.....


.....:::::terazi size kalmis maksat bilgi vermek::::::....