26 Nisan 2007 Perşembe

Babil´in Asma Bahceleri Bulundu Mu Yoksa?

>

Kralice Amyitis�in tesellisi
"Soylenceler ve mitler Babil�in Asma Bahceleri�nin yuzlerce metre yuksekliginde oldugunu anlatiyorlar ama arkeolojik bulgular daha mutevazi sonuclari isaret ediyor; buna ragmen Asma Bahceleri�nin yuksekligi yine de cok etkileyiciydi"



Kral Nebuchadnezzar II doneminde antik kent Babil�e gelen her gezgin gorduklerinden buyuleniyordu. MO 450�de Heredot, kentin buyuklugunu ozellikle vurguluyor ve; "Babil, bilinen dunyanin en parlak ve ihtisamli kenti olmalidir" diyordu. Heredot�a gore, kentin dis duvarlarin uzunlugu 10 km�den fazlaydi, eni yaklasik 2.5 m., yuksekligi ise on metreye ulasiyordu. Tarihciye gore, duvarlarin eni dort atli bir arabanin donebilmesi icin yeterliydi, ic duvarlar daha inceydi ama distakilerden daha dayanikliydi. Duvarlarin arasinda ve iclerinde kuleler, mabetler ve som altindan yapilmis dev heykeller vardi. Kentin tam ortasinda goge ulastigina inanilan Tanri Marduk�a adanmis unlu Babil Kulesi vardi. Bunlara karsin arkeolojik cevreler, Heredot�un anlattiklarini abartili buluyorlar ve tartisiyorlar, ornegin dis duvarlarin iki km. uzunlukta ve en fazla iki metre yukseklikte olabilecegini belirtiyorlar. Heredot�un da her insan gibi gorkemli ve cagina gore alisilmadik bir kent karsisinda duygularina kapildigini da ekliyorlar. Fakat ne olursa olsun, hatta Herodot hic sozunu etmemis olsa dahi yine de Babil ihtisamli ve parlak bir kentti ve Babil�in Asma Bahceleri, Dunyanin Yedi Harikasi�ndan birisiydi.

Siyasi Bir Evlilik ve Vatan Hasreti

Arastirmalara gore, Bahceler, Kral Nebuchadnezzar�in 43 yil suren saltanati sirasinda yapildi ve yapimin MO 605�lerde yapildigi saniliyor. Karsit tez, Bahceler�in yapimina MO 810�larda bes yil hukumdar olan Asur Kralicesi Semiramis tarafindan baslandigidir. Ama bu donem uzmanlara gore uygun degildir cunku kentin gucu ve etkisi Kral Nebuchadnezzar doneminde zirveye ulasmis, hayret verici tapinaklar, caddeler, saraylar ve duvarlar insa edilmistir. Nebuchadnezzar, Bahceler�i hasta olan karisi Amyitis icin yaptirmisti. Kral Medes�in kizi olan Amyitis, iki ulusun birlesmesi ve dost olmasi icin Nebuchadnezzar�la evlenmisti. Kralice�nin geldigi ulke yemyesil ovalar ve daglarla kapliydi ama gelin geldigi Mezopotamya�nin dumduz, kuru ve guneste pismis topraklariyla karsilasinca mutsuz olmus ve vatanini ozlemisti. Bunun uzerine Kral, Kralicesi�nin anavatanina benzer bir yer yapmaya karar vererek, yapay bir dag ve uzerinde kat kat bahceler insa edilmesini istedi. Kralice�nin nereli oldugunu bilmiyoruz ama zengin bir doga ortusu olan ve daglik bir yerden gelmis oldugunu biliyoruz. Belki Yukari Misir�dan, belki de Guney Anadolu�dan... Asma Bahceleri elbette ki, asili degildi yani ipler veya askilarla bir yere asilmamisti ama buyuk olasilikla oyle bir zan uyandiriyordu. Sozcugun asli Eski Yunanca�da "kremastos" veya Latince�de "pensilis" dir, anlami "asili" degil, "uzerine konmus" seklindedir yani teraslar veya balkonlar kasdedilmistir.

Sulama Sistemi ve Kole Gucu

Yunanli cografyaci Strabo, Bahceler�den MO 1. Yuzyil�da soz eder ve; "Kemerler uzerine kurulu teraslar birbirlerinin uzerindeydi ve kup seklindeki sutunlarla destekleniyordu. Bosluklara toprak doldurulmus, agaclar ve dev bitkiler dikilmisti. Teraslar, sutunlar ve kemerler pismis tugla ve asfalttan yapilmisti." der ve soyle devam eder; "Ama en onemlisi ve efsanenin kaynagi merdivenlerdi, iki yanlarinda su tasiyan aygitlar bulunuyordu. Bu aygitlari surekli calistiran insanlar, Firat�tan iletilen suyu, Bahceler�in icine akitiyorlardi." Strabo icin donemi geregi Bahceler�in en ilginc yani buydu. Babil cok az yagmur alan bir yerdi ve Bahceler�in sulanmasi icin Firat�in suyunun kullanilmasi gerekliydi. Suyun yuksege tasinmasi, teraslara akitilmasi ve her kattaki bitkilerin sulanmasi icin buyuk olasilikla "zincir tulumba" sistemi kullaniliyordu. Bu tur bir sistemde, birisi otekinin uzerinde olan iki buyuk tekerlek bulunur, ikisi birbirine bir zincirle baglidir. Zincirin uzerine belli araliklarla kovalar asilidir, alttaki tekerlegin dibinde, su kaynaginin olusturdugu bir havuz bulunur. Tekerlek donmeye baslayinca, kovalar havuza dalarlar ve suyla dolarlar sonra zincir su dolu kovalari ustteki tekerlege iletir, orada kovalar ters donerek iclerindeki suyu yukardaki havuza bosaltirlar. Ve bosalan kovalar tekrar geriye donerek, yeniden suyla dolarlar ve bu boyle devam eder. Ustteki havuzda biriken su, kanallara acilan kapilar araciligi ile kucuk dereler halinde bahcelere yayilmaktaydi. Tulumbanin tekerlekleri, bir eksen veya saft ile sabitlenmisti, saftin dondurulmesi koleler sayesinde saglaniyordu yani sonucta kullanilan guc, insan gucuydu.

Petrolun Ilk Kullanimi Boyle Mi Oldu?

Bahce�nin yapimi sadece suyun yukari tasinmasini amaclamamisti, seyrek de olsa yagmur sularinin kanallardan akitilarak depolanmasi ve kaynak olarak kullanilmasi da saglanmisti. Mezopotamya ovasinda. tas bulmak ve tasimak cok guc bir isti, bu nedenle Babil�deki tum mimaride tugla kullaniliyordu. Tuglalar, kil ve saman karistirilarak yapiliyor sonra guneste pisiriliyordu. Tuglalarin aralarinda harc niyetine inceltilmes katran veya zift konuyordu, bu da bize petrol akintilarinin o donemde de Mezopotamya�da bulundugunu gosteriyor. Aslinda tuglalar dayanikli degildi cunku suyla islaninca dagiliyorlardi ama Babil yapilari icin bu pek sorun degildi zira yagmur suyu ile cok az karsilasiyorlardi. Buna karsin Bahceler surekli olarak korunuyordu, su kanallari ve havuzlar tugla yerine kimbilir nerelerden binbir zahmetle getirilen iri tas bloklarindan yapilmisti ve kalin zift tabakalariyla korunuyordu. Bir diger Yunanli tarihci olan Diodorus Siculus, katlarin dev tas plakalardan yapildigini yazar ama bu yontem Babil�de bilinen bir yontem degildi. Dosenen plakalarin aralari sazlar ve katranla doldurulmus ve seramikle kaplanmisti. Diodorus, bazi onemli yerlerde doseme olarak ince bir kat kursun kaplama kullanildigini ve bu sekilde surekli nem nedeniyle olusacak curumenin engellendigini de belirtiyordu. Butun bu dosemelerin uzerine kat kat toprak yigilmis veya doldurulmustu, yeterince kalinliga ulasildiktan sonra dev agaclar dikilmisti. Toprak yumusatildiktan sonra agaclarin aralarina ve cevrelerine her tur bitki ekilmisti. Bitkilerin turleri ve olaganustu guzellikleri buyuleyiciydi.

Bir Arkeologun Inadi

Bahceler�in buyuklugu ne kadardi? Diodorus, 12 m. uzunluk, 12 m. genislik ve 2.5 m. yukseklikten soz ediyor. Bircok kaynaga gore bu olculer kentin duvarlarina esittir, oysa Heredot kent duvarlarinin yuksekliginin on metreden yuksek oldugunu yazmistir ve bu imkansizdir. Ne olursa olsun, Bahceler�in gorunumu cok guzel ve gorkemli olmaliydi; yemyesil yapraklarin fiskirdigi dev bir yapay dag, ovanin ortasinda yukseliyordu. Ve sonucta en onemli soruya geliyoruz; Bahceler gercekten var miydilar? Iste en eski kaynak olarak Heredot bunu belirtmiyor yani onun Bahceler�i gordugunu anlamiyoruz. 1899�da Alman arkeolog Robert Koldeway benzer bir soruyla yola cikti. Yuzyillar oncesinde, Babil 1899�daki gibi balciga gomulu harabelerle dolu bir tepecik degildi. Buna karsin bircok antik kentin aksine yeri kesin biliniyordu ama ortada gozle gorulur hicbir yapi yoktu. Koldewey, Babil�i kazmaya basladi, kazilar 14 yil surdu, dis ve ic duvarlari, Babil Kulesi�nin temellerini, Nebuchadnezzar�in sarayini, kentin merkezine giden duzenli yollari ve caddeleri buldu. Koldewey guney bolgesini kazarken, 14 buyuk odanin temelleriyle karsilasti, tas tavan kemerleri hala duruyordu. Antik kayitlarda kentin sadece iki yerinde, kuzey bolgesindeki duvarda ve Asma Bahceler�inde tas kullanildigi yaziyordu. Kuzey duvari bulunmustu ve gercekten tastandi, oyleyse Koldewey Bahceler�in mahzenini veya bodrumunu bulmustu. Kazilara devam etti ve Diodorus�un yazdigi bircok seyle karsilasti, sonucta daha altta uc buyuk garip delik ortaya cikti. Koldewey uzun uzun dusundukten sonra deliklerin tulumba zincirinin gecmesi ve su kovalarinin yukariya iletilmesi icin yapildiklari sonucuna vardi. Tesis, Koldewey�e buluntularina gore 3 veya 4.5 m. kadardi ama bu olcu tarihcilerin tanimlamalarindan cok kucuktu, buna ragmen bulusun etkileri bugun dahi suruyor. Ama kazilar surdurulemiyor cunku artik Mezopotamya Irak adli cok farkli devletin elinde bulunuyor.

Amyitis�e Ne Oldu?

Bugun gecmise romantik bir bakis acisiyla baktigimizda, Kralice Amyitis�in bu fantastik armaganla mutlu olup olmadigini merak ediyoruz ama belki de mahzun Kralice Babil�in muhtesem Asma Bahceleri�ne ragmen yine anavatanin yesil renkli daglarinin ozlemini cekerek, yemekten icmekten kesilmis ve kaderine kuserek yasama veda etmisti. Gercegi simdilik bilmiyoruz, belki bir yerlerde yazilidir ve bulunmayi bekliyordur. Ama biliyoruz ki, cok guclu bir Kral dahi, mutsuzluk ve ozlemle basa cikamiyor. Kisacasi madde, her zaman ruhun acligini gideremiyor; hele bir de ruh maddeye aclik duymuyorsa...

0 yorum: