25 Nisan 2007 Çarşamba

Turkiye Iklimi

>Hava durumu ne bekledigimiz; iklim ise ne elde ettigimizdir. Hava durumu kisa bir zaman periyodundaki atmosfer kosullaridir. Ornegin bugunun havasi ya da bu haftanin havasindan soz ederiz. Iklim, uzun bir zaman periyodu icinde her gun gerceklesen hava olaylarinin toplamini ve ortalamasini temsil eder.

Akdeniz'de yasayanlar beyaz bir kis ozlemi duyarken; Dogu Anadolu'da yasayanlar ise daha az karli ve ilik bir kis hayal edebilirler. Mart ayinda Antalya'ya veya Palandoken'e seyahat ederken valizimizi neden farkli hazirlariz? Bu ornekler bize iklim bilgisini hayatimizda nasil kullandigimizi gosterir. Ilave olarak;

- Evlerimiz yasadigimiz yerin iklimine uygun olarak dizayn edilirler.
- Ciftciler ilkbaharin son donlarindan sonbaharin ilk donlarina kadar buyume sezonu uzunluguna gore plan yaparlar.
- Sirketler isi gereksinimlerini kisin isinmak icin ve yazin sogutmak icin ne beklediklerine gore ayarlarlar.

Iklimbilimci iklimin etkisini aciklamaya ve kesfetmeye calisir. Toplum da bu sekilde kendi aktivitelerini planlayabilir, binalarini ve ic mekanlarini dizayn edebilir ve karsit kosullarin etkilerine hazirlikli bekler. Her ne kadar iklim hava durumu degilse de; sicaklik, yagis, ruzgar, gunes radyasyonu gibi ayni terimler ile tanimlanmaktadir.

Iklim genellikle iklimbilimcilerin geleneksel olarak 30 yillik ortalamalar olarak yorumladigi "normaller" ile tanimlanir. Degiskenlik kavramini anlamadikca normal kavrami da kendi icinde yanlis anlasilabilir. Ornegin bircok kisi Antakya ili icin yazlari sicak ve gunesli havanin normal oldugunu dusunurken tarih ve klimatoloji bize bunun tum hikaye olmadigini soyluyor. Antakya' da yazlari sicak ve gunesli hava sik gorulmesine ragmen Agustos 1941' de, Haziran 1945'te, ve Mayis 2001'de, seller zararlara sebep olmustur.



Klimatoloji, iklimi meydana getiren meteorolojik parametrelerin analizini yapar. Farkli iklimlerin olusum nedenlerini ve iklimde meydana gelen degisimleri inceleler. Cunku iklim gidanin varligi, su kalitesi ve kantitesi, barinma ve yasama ortami acisindan hayati onem tasiyan dogal bir kaynaktir.

Iklim ayni zamanda ekstrem hava olaylari ile kendini gosteren potansiyel bir tehlikedir. Iklim bilgisi bu olaylarin etkisini azaltmak icin de gereklidir. "Eger bugunun iklim durumunu bilirsek ve bunun yakin gecmisle olan farkini ortaya koyabilirsek, gelecek icin planlar yapmaya baslayabiliriz."(G.O.P.Obasi). Gercekten de bu konuda son yillarda ortaya cikan beceriler sosyo-ekonomik aktivitelerin planlanip duzenlenmesine yardimci olmaktadir.

Turkiye'yi Etkileyen Hava Kutleleri

Eski yillarda iklimin sadece bulunulan yerde oldugu sanilirdi. 1900 lu yillarda yapilan calismalarda bunun boyle olmadigi hava kutleleri diye bir sey oldugu ve iklimi etkiledigi anlasildi. Hava kutlesi, buyuk uniform yuzey uzerinde bu yuzeyle denge durumuna erisinceye kadar kalarak ve yatay dogrultuda ozellikle sicaklik ve nem bakimindan homojen olan buyuk hava parcalaridir. Kapladigi alan 10 milyon km�, derinligi 2-3 km olabilir.


Turkiye soguk aylarda polar, sicak aylarda ise tropikal hava kutlelerinin etkisi altindadir:

1- Sibirya uzerinden gelen cP hava kutlesi karasal karakterli soguk ve kurudur. Kis aylarinda sis ve ayaza neden olur, bazen Karadeniz'i gecerken nem kazanarak orografik yagislar yapabilir.

2- Atlas Okyanusundan gelen mP hava kutlesi ise Avrupa ulkeleri ve Balkanlari gecerek Ukemizi etkiler. Yerde belirgin olmayan A.B. Sistemleri ile gelmedikleri icin kararsizlik yagislari yapar. Yagis olarak Karadeniz sahilinde yagmur ic kesimlerde kar birakabilir. Akdeniz Uzerinden geldiginde ise daha fazla etkili olur ve her turlu yagisi birakir.

3- mT hava kutlesi sicak ve nemli karakterli oldugu icin bati bolgelerimizde oldukca fazla yagis birakir.

4- cT hava kutlesi ise K. Afrika uzerinden gelir karasal sicak ve kurudur. Kuzey sistemlerle karsilasirsa Akdeniz cephesini olusturup yagis birakabilir. Diger taraftan Akdeniz'den gecerken yeterli olcude nem kazandigi takdirde yine yagis yapmasi soz konusudur. Zaman zaman gordugumuz camur yagislari da bu hava kutlesinin ulkemizi etkilemesinin bir sonucudur.

Turkiye Iklimi

Turkiye'nin uc tarafinin denizlerle cevrili olmasi, daglarin uzanisi ve yeryuzu sekillerinin cesitlilik gostermesi, farkli ozellikte iklim tiplerinin dogmasina yol acmistir. Yurdumuzun kiyi bolgelerinde denizlerin etkisiyle daha iliman iklim ozellikleri gorulur. Kuzey Anadolu Daglari ile Toros Siradaglari, deniz etkilerinin ic kesimlere girmesini engeller. Bu yuzden yurdumuzun ic kesimlerinde karasal iklim ozellikleri gorulur.



Akdeniz Iklimi: Akdeniz ve Ege denizi kiyilarinda oldukca etkili olan bu iklim tipi, Marmara denizi cevresine kadar sokulmustur. Kiyidan yaklasik 800m yukseklige kadar bu iklimin ozellikleri gorulur. Daha icerilere gidildikce etkisi azalir. Bu iklim tipinde, yazlar sicak ve kurak, kislar ilik ve yagislidir. Yillik yagis miktari, bazi yerlerde 1000 mm'nin ustunde iken cogu yerde daha azdir. Bu iklim tipinde don olaylarina ve daglarin yuksek kesimleri haric kar yagisina cok az rastlanir.

Karadeniz Iklimi: Yurdumuzun kuzey kiyilarinda, daglarin denize bakan yamaclarinda gorulen bir iklim tipidir. Bu iklimde yaz sicakligi, Akdeniz Ikliminde oldugu kadar etkili degildir. Kis mevsimi, guney kiyilarimiza gore serin gecer. Ara sira don olur, sis gorulur ve kar yagar. Karadeniz ikliminin en onemli ozelligi, yagislarin her mevsimde gorulmesidir. Karadeniz uzerinden gelen nemli hava, Kuzey Anadolu Daglarinin denize bakan yamaclarinda yukselerek yogunlasir ve kiyilarda yaz mevsiminde de yagis birakir. Yurdumuzun en cok yagis alan bolgesi Karadeniz'dir. Rize ve cevresinde yillik yagis miktari 2200 mm'yi bulur.

Karasal Iklim: Yurdumuzun denizlerden uzak, yeryuzu sekillerinin meydana getirdigi engellerden dolayi deniz etkisinden yeterince yararlanamayan kesimlerinde karasal iklim gorulur. Ic Anadolu, Dogu ve Guneydogu Anadolu bolgeleri ile Trakya'nin ic kesimleri karasal iklimin etkisi altindadir. Buralarda mevsimlik ve gunluk sicaklik farklari buyuk, yagislar genel olarak azdir. Kislar uzun, soguk ve karli, yazlar kisa fakat sicaktir. En siddetli karasal iklim D. Anadolu'da gorulur. Yuksekliginden dolayi yagislar Ic Anadolu ve G.Dogu Anadolu'ya gore daha coktur. Ic Anadolu'da en yagisli mevsim ilkbahar, G.D.Anadolu'da ise kistir. Ic Anadolu en az yagisi alir. G.D. Anadolu biraz daha fazla yagis almasina ragmen sicaklik ve buharlasmanin fazla olmasi nedeniyle kuraklik tehdidi altindadir.

Sicaklik Analizi

Isi cisimlerde molekullerin hareketiyle ilgili bir ic enerjidir. Sicaklik ise isinin disariya karsi yaptigi etkinin bir gostergesidir.Yeryuzunun tek enerji kaynagi gunestir. Gunesten gelen kisa dalga radyasyonla once yeryuzu isinir daha sonra yansimayla atmosfer isinmaktadir. Bununla birlikte atmosfer sicakligi karisik bircok olayin sonucudur. Cesitli nedenlerden dolayi yeryuzu farkli isinmaktadir. Bu farkli isinma atmosferde de sicaklik farkliliklari meydana getirerek hava hareketlerine neden olmakta ve cesitli meteorolojik olaylari tetiklemektedir.


Aylik sicaklik dagilimina baktigimizda Azorun kuzeye dogru genislemesiyle ve ayni zamanda yorungeye bagli olarak yaz aylarinda sicakliklar artip, yagislar azalmaktadir.


Turkiye'nin uzun yillik sicaklik profiline baktigimizda 13�C etrafindaki salinimlari ve bazi yillarin normalinden sicak, bazi yillarin ise soguk oldugunu goruyoruz.


Aylik sicakliklarin alansal dagilimina baktigimizda en dusuk ortalamalarin Ardahan, Kars Erzurum Hakkari, Uludag, Cerkes, ve Kangal da 4-8�C, Orta Anadolu'da 8-12�C, Marmara, Karadeniz ve Akdeniz'in kuzeyinde 12-16�C Akdeniz ve Ege kiyilarinda ise 16-20�C oldugunu gormekteyiz.

Yagis:

Atmosferdeki yogunlasma sonucu meydana gelen su damlaciklari baslangicta birkac mikronla 100 mikron capindadir. Bunlarin bir arada toplanmasindan bulutlar meydana gelir. Fakat her buluttan yagis dusmemektedir. Yagisin dusebilmesi icin damlaciklarin birlesip 0.5 mm capina ulasmasi gerekir. Yagisin meydana gelmesinde esas rolu oynayan yogunlasma isleminde havanin sogumasi onemli bir etkendir. Bu yuzden yagis tiplerini soguma sekillerine gore incelemek mumkundur.

a) Konvektif yagislar: Yerdeki sicak hava kutlesinin konvektif yukselmesiyle meydana gelen genellikle saganak seklindeki yagislardir.

b) Orografik Yagislar: Hava kutlelerinin bir engebeye carparak yukselmesi ve soguyarak yogunlasmasi sonucu meydana gelen yagislardir.

c) Cephesel Yagislar: Hava kutleleri arasindaki cephelere bagli meydana gelen yagislardir. Yeryuzundeki yagislarin buyuk kismi bu sekildedir.


Mevsimlik yagislarin alansal dagilimina baktigimizda Akdeniz Bolgesinin yagislarinin cogunu Kis aylarinda aldigini goruyoruz. Akdeniz'de bu yagisi birakan sistemler daglarin etkisiyle ic bolgelerde daha az yagis birakmaktadir.

Karadeniz Bolgesinin ise her mevsim yagisli oldugunu gormekteyiz.Yaz aylarinda ise kuzey bolgelerimiz daha fazla yagis almaktadir. M.Polar hava kutleleri Karadeniz uzerinde nem kazanip Rize ve Hopa cevresinde yukselise gecerek orografik yagislar birakir. Bu donemde guney bolgelerimizde yagislarin oldukca azaldigini soyleyebiliriz. Kuzeyli ve guneyli akimlarda ic bolgeler az yagis alir. Ic bolgeler ancak batili akimlarda yagis alir.

Turkiye yagis acisindan cok cesitlilik gostermektedir. Genelde sahil kesimlerimiz 1000 mm nin uzerinde yagis alirken Rize 2300; Orta Anadolu ise sadece 300 mm civarinda yagis almaktadir. Bu da sicakligin ve buharlasmanin arttigi yaz aylarinda kurakliga sebep olmaktadir.



Yillik yagis zaman serisi grafigi de bize yagistaki salinimlari gostermektedir. Turkiye yillik ortalama yagisi 630 kg. civarindadir. Bu grafikten 72-73, 89-90, 99-2000 yillarinda normalin altinda yagislar alarak kuraklik yasadigimizi gormekteyiz.

Siddetli Yagislar:

Bir yagisin siddetli sayilabilmesi icin;
formulune gore bulunan degere esit veya yuksek olmasi gerekir. Turkiye'de Standart zamanlarda bugune kadar gerceklesen maksimum yagislar incelendiginde kisa surelerde en siddetli yagislarin Hopa'da , saatlik ve gunluk yagislarda ise Antalya ve Marmaris'te oldugunu gormekteyiz.


Siddetli yagislar sonucu olusan seller yuzey akisina gecen yagisin tahliye edilememesi, alt yapinin yeterli olmamasi sonucu ortaya cikan afetlerdir. Ayrica agaclarin mehfez ve kopruleri tikamasi sonucu su tahliye olamamakta ve yerlesim alanlarini su basmaktadir.

Nispi Nem:

Nispi nem mevcut basinc ve sicaklikta, havadaki su buhari miktarinin, ayni basinc ve sicakliktaki havanin alabilecegi maksimum su buhari miktarina oranina denir ve % olarak ifade edilir. Diger bir deyisle nispi nem havanin doyma acigini gosterir. Nispi nem mutlak nem miktarini vermez..


Guney Dogu Anadolu'da Nispi nem %40-%50, Karadeniz Bolgesinde ise %70-%80 civarindadir.

Buharlasma:

Kis aylarinda donma nedeniyle buharlasma havuzlari servisten kaldirilmaktadir. Turkiye'nin Nisan-Kasim uzun yillik buharlasma miktarlarinin alansal dagilimi, G.D.Anadolu'da buharlasmanin fazla oldugunu gostermektedir. Nispi nem ile buharlasma arasinda ters bir oranti vardir.

Bulut Kapaliligi:


Turkiye'de Bulut kapaliligi kuzeyde fazla guneyde azdir. Dogu Karadeniz'de kapaliligin yuksek olmasi ile yagislar arasinda dogru bir oranti vardir.

Ruzgar:

Havanin butun gazlar gibi genlesme ve akma kabiliyeti vardir. Yatay yonde yer degistiren bir hava kutlesinin hareketine ruzgar denir. Yeryuzu cesitli nedenlerle farkli isinir. Boylece isinan hava kutlesi genleserek yukselir. Komsu bolgedeki soguk hava bu bolgeye dogru akmaya baslar. Ve ruzgar meydana gelir.Ruzgarin hangi yonden, ne kadar sureyle ve ne kadar siklikla estiginin bilinmesi gerekir.


Alansal dagilimda en fazla ortalama hizin Canakkale ‘dedir. Bozkurt, Gelibolu, Ankara, Kirsehir, Iskenderun'da 38m/sec lik maksimum hizlara rastlanmistir. Bu hiz saatte 136 km' ye karsilik gelmektedir.

Ruzgar bilgileri ruzgar enerjisi calismalarinda cok gereklidir. Ruzgar santrallerinin kurulabilmesi icin gerekli ruzgarli alanlarin tespit edilmesi cok onemlidir. Cografi faktorler ruzgarin hizini onemli olcude etkilemektedir. Bu konuda ozel arastirmalara gerek vardir.

Iklim Siniflandirmalari:

Iklim siniflandirmalari cok cesitlidir ve bilim adamlari arasinda bu konuda cok farklilik vardir. Bu durum cesitli arastirmacilarin gorusleri arasindaki ayriliklari ortaya koydugu gibi her alanda kusursuz sonuc vermis bir formulun bulunamamis olmasi seklinde de yorumlanabilir. Formullerin bir kismi cok basit, bir kismi ise oldukca karmasiktir.Fakat en uzun formul en dogru sonucu verecek seklinde de yorumlanamaz. Arastirmacilarin iklim analizinde dikkate aldigi kriterler farklidir. Bunlardan bazilari:
yagis - sicaklik orani
yagis – buharlasma orani
yagis rejimi
bitki ortusu


Bu farklilik su bilancosunun giderini hesaplamadaki farkliliklardan kaynaklanmaktadir. Formullerin cogunda gelir kisminda yani payda daima yagis vardir. Giderler ise paydaya yazilir ve bir indis degeri elde edilir. Fakat giderler cok koldan oldugu icin tam kaybi hesaplamak neredeyse imkansizdir.

Iklim siniflandirmalarinda, hesaplamalarda kullanilan meteorolojik parametrelerin uzun yillara ait ortalamalar olmasi gerekir. Cunku bu iklimin tarifi geregidir.


Aydeniz metoduna gore uzun yillik verilerle yapilan siniflandirmada Nigde, Karaman, Sanliurfa ve Igdir'in cok kurak, Karadeniz kiyilarinin ise nemli oldugunu gormekteyiz.

Ekstrem Hava Olaylari:

Iklimin bir yerde meydana gelen meteorolojik olaylarin toplamidir. Klimatolojik ekstremler de iklimin tarifi icindedir.




Bu hadiselerin yillik toplamlarina baktigimizda 1960 li, 1980 li ve 2000 li yillarda ekstrem olay sayilarinin fazla oldugunu goruluyor.

0 yorum: