22 Nisan 2007 Pazar

Kisisel Beslenme Devrine Giriyoruz

>

Kisisel Beslenme Devrine Giriyoruz


Insan Genom Projesi’ndeki gelismelerden sonra, genetik biliminde yepyeni kapilar acildi. Kalitim bilgilerinden yararlanilarak hem bilimsel hem de ticari acidan kazancli olabilecek bir arastirma alani arayisi sonucunda ilk olarak farmakogenomik fikrine ulasildi.

Gelecekte ogle yemegine cikarken yaniniza yemek fisi veya yemek karti almaya gerek kalmayacak. Hatta "acaba bugun ne yesem ?" diye dusunmeyeceksiniz bile. Cunku bu karari siz vermeyeceksiniz. Kolunuzda deri altina yerlestirilen bir biyocipi tarayicinin uzerinden geciren lokantaci, sizin ozel beslenme programiniza uygun monuye surecek onunuze.



Belki caniniz o gun balik cekmeyebilir ama bu bir sey ifade etmez, onemli olan yiyeceklerinizin genetik profilinize uyumlu olmasi.

Anlattiklarimiz size bilim kurgu gibi gelebilir, ama nutrigenomik uzmanlarina kalirsa bu vizyon hic de uzak degil.

Kalitsal ozelliklere uygun beslenme programi ozellikli Amerika ve Kanada’da yayginlasiyor. Seattle’daki Genelex firmasina 395 Dolarla basvuranlara bir tukuruk testi icin gerekli malzemelerle birlikte yasam bicimini yansitacak bir anket formu gonderilmekte.

Tukurukten rapor

Pamuklu cubuga bir parca tukuruk surulup, anket formu da doldurulduktan sonra firmaya geri gonderiliyor. Firmadaki bilim adamlari tukuruk ornegini (simdilik) 19 gene gore inceliyor ve 35 sayfalik bir rapor hazirliyorlar.

Colorado’daki Sciona firmasi isi biraz daha ciddiye alir gibi gorunerek kendileriyle isbirligi yapan bir doktordan onay istiyor. Eger bu doktor yasadiginiz kentte veya ulkede degilse doktora bir e-postayla adres bildirmek yeterli. Doktor gerekli olan her seyi postayla gonderiyor.

Peki nutrigenomik nedir? Nutrigenomik biliminin amaci kalitim arastirmalari, bitki yetistirme, genetik ve modern tiptaki veriler dogrultusunda, hastaliklari onleyici veya tedavi eden gida urunler uretmek.

Mesela lif orani arttirilmis tahil urunleri veya daha fazla vitamin iceren meyve turleri gibi.

Bu arastirma alani son yillarda bircok bilim adaminin ilgisini cekince, kisiye ozel beslenme fikri dogdu. Nutrigenomik uzmanlari genleri inceleyerek kimin hangi besinlere veya besleyici maddelere ihtiyaci oldugunu ve saglikli yasamak icin hangilerinden uzak durulmasi gerektigini arastiriyorlar.

Yani bilimsel olarak ifade edecek olursak burada onemli olan genler ve besin icerikleri arasindaki karsilikli etki.

Bireye ozgu ilac

Kaliforniya Universitesi’ndeki Nutritional Genomics Merkezi, bu alanda onde gelen arastirma kurumlarindan biri. Enstitu muduru ve molekuler biyolog Raymond Rodriguez, diger tum genetikciler gibi, on yil kadar devam eden Insan Genom Projesi’ne bagli her yeni gelismeyle yakindan ilgilendi ve, kalitim bilgilerinden ticari olarak da yararlanmanin yollarini aradi.

Bu arayis sonucunda ilk olarak farmakogenomik, yani bireysel genetik ozelliklere uygun ilac uretimi dusuncesine ulasildi.

Ve cok gecmeden Rodriguez de dahil olmak uzere bircok arastirmaci, beslenmenin de tipki ilaclar gibi genetik profile uyumlu hale getirilebilecegi fikrine ulasinca nutrigenomik dogdu.

Rodrigez, toplumun, kisiye ozel beslenme programlarini uygulamaya hazir oldugunu ve beslenme anlayisinda onemli bir degisimin yasandigina inaniyor. 20.yy’da daha saglikli ve uzun yasama ugruna, gida enfeksiyonlarina yol acan mikroplardan arindirilmis besinler uzerindeki arastirmalar yayginlasinca, besinlerin, genlerin ve saglik uzerindeki etkisi de insanlara mantikli gelmisti.

En ilginc bulus

Bilim adami boylece 2001 yilinda meslektasi Wasyl Malyj’nin kapisini caldi. Iki molekuler biyolog cok gecemeden bu is icin tek bir laboratuarin yeterli olmayacagini ve disiplinler arasi ortak cabalarin gerekliligini fark ettiler.

Beslenme genomiginin temeli aslinda su siralar Tufts Universitesi’ne bagli Nutrition and Genomics Laboratuari’ni yoneten Jos� Ordovas gibi arastirmacilar tarafindan atilmisti. Ordovas on yillardan bu yana yag metabolizmasi ve kalp/dolasim hastaliklari arasindaki karsilikli iliskiyi arastiriyor.

Son yillarin en ilginc bulgusu, HDL (High-Density-Lipoprotein) ve LDL (Low-Density-Lipoprotein) kolesterollerinin metabolizmasini calistiran gendir.

Kimi insanlar bol miktarda doymus yag tuketmelerine ragmen kanlarindaki kotu LDL kolesterol orani artmaz. Diger bazi insanlarda ise az yagli beslenmelerine ragmen LDL kolesterol seviyesi bir turlu dusmemekte.

Elde edilen sonuclar, yagli beslenme biciminin ne sekilde etkiyeceginin yani metabolizmada iyi HDL kolesterolunun dolasiyor olmasinin, hepatit lipaz enzimini kotlayan bir genin alele durumuna bagli oldugunu gostermistir.

Zor bir calisma

LDL kolesterol seviyesi yuksek olan kisilere, Ordovas, ozellikle doymamis yag asitleri iceren yaglari tuketmelerini oneriyor. Su anda daha fazlasini yapmak mumkun degil.

Besleyici madde ve kalitim arasindaki karsilikli etkilerin incelenmesinde, HDL ve LDL kolesterolu gibi kalp hastaliklarini takip edebilecek gostergelerin cok iyi anlasilmis ve kolay olculebiliyor olmasina bagli olarak ozellikle de kalp/dolasim hastaliklari alaninda onemli adimlar atildi.

Arastirmacilar, yeni simulasyon yontemleri ve algoritmalarla, genetik bilgiler ve saglik verileri arasinda yeni iliskiler bulabilmeyi umuyor.

Tabii bunun kolay olmayacak. Sonucta bir bedenin hucre zehirlerinden kurtulmasi tek bir gene bagli degil.

Ozellikle de kalp enfarktusu, kanser ve diyabet hastaliklarinda gen etkilesimleri cok karmasik. Ornegin diyabet tip 2 hastaligi 300 genle iliskili.

Kanser ve beslenme

Kanser hastaliklariyla ilgili bircok arastirma yapilmasina ragmen, beslenme genetigi icin uygun verilerin sayisi cok. Her kanser turunun gostergeleri farkli ve cok zor fark edilen cevresel etkenler de hastalik surecini etkilemekte.

Bu yuzden nutrigenomik biliminde kanser, kalp/dolasim ve diger bazi hastaliklar icin elde edilen ilk sonuclar daha cok genotipleri ayrintili bir sekilde incelenmis olan buyuk gruplara yonelik genel oneriler olacaktir. Bir ihtimalle erkeklere ve kadinlara ayri genetik beslenme programlari hazirlanabilir.

Birkac yuz Dolar karsiliginda kisisel beslenme programlari sunan kuruluslarin hizmetinden kuskulu olan Rodriguez, yirmi ila otuz yil sonra bile bilimsel bilgilere dayanan, ornegin "bu adam orta yaslarinda ve beyaz insan soyuna gore beslenmeli" ya da " bu beslenme programi yasli Akdeniz kadinlarina uygundur" seklinde kisisel oneriler verilebilecegine inanmiyor.

Prostat ve beslenme

Berkeley Kaliforniya Universitesi arastirmacisi Alfredo Galvez, 1997 yilinda isoflavon icerikli soyanin kalp hastaliklari ve kanser riskini dusurdugunu bulmustu. Anlasildigi uzere Lunasin maddesi, tumor hucrelerinin cogalmasini onlemekte.

Bu arastirmalar laboratuar ortamindaki hucre kulturu deneylerine dayanmakta. Bu nedenle Kevin Dawson, Colorado Prostat Kanseri Arastirmalari Konseyi’yle birlikte calismaya basladi.

Colorado’da prostat kanseri yaygin oldugu icin konseyin verileri detayli oldugu kadar son derece genis kapsamliydi. Dawson bu verilerden, soyanin, prostat kanserini onledigini saptadi.

Her ne kadar diger faktorler de onemli gibi gorunse de. Sonucta birden bire bol miktarda soya tuketiminin, normalde hic baklagil yemeyenlerde ne gibi etkilerin ortaya cikacagini kimse bilmiyor.

Hizli is adamlari

Ne var ki bu tur uyarilar yeni yetme isadamlarina viz geliyor. Gelismeleri yeterince hizli bulmayanlar icin kimi kuruluslar, bazi cevrelerde daha simdiden statu sembolu haline gelen beslenme servisleri yarattilar. Oysa hicbirinin onerileri, Amerikan Saglik Birligi’nin son tavsiyelerinden farkli degil. Fikir buna ragmen sagligina duskun bir kesim arasinda git gide daha populer bir hale gelmekte.

Aslinda evde test yonteminin gelecegi yok degil. Kuruluslarin hedefi daha hizli, daha iyi ve ucuz "kullan at" testleri. Bu konuda iyimser olanlar, guvenirli ve ucuz bir sekilde kontrol edilebilecek gen sayisinin onumuzdeki on yil icinde 500’u asabilecegini saniyorlar.

O zaman insanlar sadece gen cipi analiziyle saglik danismaninda test yaptirabilirler. Ve eger Amerikan Diyet Birligi bu konuda agirligina koyabilirse, bu saglik danismanlari doktorlar degil diyetisyen asistanlari olacak.

Sebze ve meyve

Peki Sciona firmasinin, web sitesinde "profesyonel genetik muayene" diye sunulan testle, gercekten de kisisel ozel beslenme programi mi ortaya cikariyor?

Firma, varyasyonlari belli basli beslenme onerilerini ortaya cikaran topu topu 19 geni inceliyor. Dolayisiyla da test sonucu saglikla ilgili genel bir degerlendirme sunmuyor. Sciona’nin onerileri baslica kalp sagligi, kemik, iltihaplar, hucre temizligi ve oksidatif strese yonelik.

Ve tum bu oneriler genellikle saglikli beslenmesini bilen bir insanin onerebilecekleriyle ortusmekte.

Yani mumkun oldugunca bol miktarda taze meyve ve sebze, sut urunleri, et ve balik tuketmek, unlu ve yagli besinlerden uzak durmak, tek fark tum bunlarin belli genetik varyantlara gore secilmis olmasi.

Bu acidan bakildiginda nutrigenomik hakkinda oncelemelerde bulunanlarin vaat ettiklerinin aksine, kisiye ozel beslenme programlari henuz beklentilerin cok otesinde.

Binlerce genin islevi ve genler arasindaki karsilikli etkiler kesin bir sekilde aciklanmadikca da kisiye ozel beslenme onerileri, her gun duydugunuz saglikli beslenme tavsiyelerinden pek de farkli olmayacak gibi gorunuyor.

0 yorum: