24 Nisan 2007 Salı

Katrina'dan Daha Beteri Gelecek

>New Orleans ve daha yuzlerce sahil bolgesi, kuresel isinma sonucu yukselen sularin altinda kalacak. Iste size iklim konusunda dunyanin son hali! ABD’nin uc eyaletinde bu hafta icinde buyuk zarara, mal ve can kaybina yol acan, kentleri sular altinda birakan Katrina kasirgasi, dunyanin gelecegi ile ilgili soru isaretlerini ve insanin doga karsisindaki caresizligini yeniden gundeme getirdi. Louisiana, Mississippi ve Alabama eyaletlerini saatte 233 kilometre hizla vuran kasirga, dogrudan kuresel isinmayla iliski kurulmasa bile, kuresel isinma yuzunden dunyayi bekleyen cevre terorunun bir sembolu olarak goruluyor. Isin ilginci, kasirganin tahribatinin yasandigi New Orleans kenti ve civari, kuresel isinmanin dramatik sonuclarindan biri olan buzullarin erimesi ile gelecekte ilk sular altinda kalacak yerlesim yerleri. Yani bu bolge hem kasirgalarin hem de kuresel isinmanin hedefleri arasinda. Dunya kasirganin sonuclariyla ugrasirken, New Scientist bilim dergisi de son sayisinda kapaga ‘Dunya buzullarina ne oluyor?’ sorusunu tasidi. Evet belki buzullar insanin yasam alanlarinin uzaginda, ancak hizla erimelerinin yol acacagi felaketler inanilmaz derecede buyuk.



BUZULLARIN 79’U ERIYOR

Merkezi Zurih’te bulunan Dunya Buzullari Gozlem Merkezi’ne gore gozlem altindaki 88 buzuldan yalnizca 4’u buyume isaretleri gosterirken, 79’u eriyor. Bilim insanlarina gore suphesiz kuresel isinma her seyi izah etmiyor. Dunya genelinde bircok dag buzulu, 19. yuzyildan itibaren, yani kuresel isinmaya belirgin bicimde insan katkisi olmaksizin, gozle gorulur sekilde erimeye basladi. Ornegin Orta Afrika’da Kenya Dagi, 1900 yilindan beri 18 buzulunu yitirdi. Uganda ve Kongo arasindaki Rwenzorii Daglari’nin tepesindeki buz ortusu de yok oldu. Hint Okyanusu’nun bulundugu alanda Yeni Gine’deki West Meren buzulu, 1990’larin sonunda tamamen eridi. Kilimanjaro Dagi’nin zirvezindeki buzullar 11 bin yildan beri orada ama onumuzdeki 30-40 yil icinde gozle gorulur bicimde eriyecekler. Peru’nun en buyuk daglarindan biri olan Tropikal And’larda ise El Nino’nun yogunlugu ve siddeti yuzunden isi surekli olarak artiyor. El Nino’daki bu degisikliklerin ne kadari kuresel isinmaya ne kadari dogal iklim dalgalanmalarina bagli h�l� soru isareti.

ERIME UZUN ZAMANDIR VAR

Avrupa Cevre Ajansi’ni verilerine gore, Alp Buzullari 19. yuzyilin ortalarindan 20. yuzyilin ortalarina kadar gecen surecte yogunluklarinin neredeyse yarisini kaybettiler. Avrupa’nin en buyuk buzulu Izlanda’daki Breidamerkurjokull buzulu gectigimiz yuzyilda ciddi bicimde azaldi. Patagonya’daki buz bolgeleri 1880’lerde erimeye basladi. Hollanda’da Utrecht Universitesi’nden Hans Oerlesmans’in, dunyadaki en buyuk 169 buzul uzerine yaptigi arastirmalarin kayitlari 1600 yilina kadar iniyor. Bu yil Science dergisinde yayimlanan arastirma, 19. yuzyilin ilk yarisinda buzullarin en yuksek seviyesine ulastigini, ancak akabinde erime surecinin icine girildigini ortaya koyuyor. Tum bunlar, kuresel isinmanin insan eliyle tetiklendigini iddia etmek icin henuz cok erken oldugunu gosteriyor. Iklimbilimciler, 14-19. yuzyil arasinda dunyanin nispeten daha soguk bir iklim donemi gecirdigini ve 19. yuzyildaki kuresel isinmanin bu donemin sona ermesi ile aciklanamayacagini savunuyorlar. Peki daglarin zirvelerindeki buzullar yok oldugunda ne olacak? Kisa vadedeki etki, sel afetleri riskinin artmasi olacak. Buzlarin cozulmesi ile daglardan asagi akacak sular, beraberinde kaya parcalarini kopararak surekleyecek. Eskiden buzullarin oldugu alanlarda buyuk goller olusacak. Ancak zemin oturmus bir zemin olmadigi icin, suyun daima dar vadilerden asagilara akma olasiligi var. Dolayisiyla sel felaketleri cok daha yogun yasanabilecek. Tabii eriyen buzlarin bir yere gitmesi gerek. Bu yuzden deniz seviyeleri de hizla yukselecek. Hukumetlerarasi Iklim Degisikligi Paneli’nin 2001 raporuna gore, 2100 yilina kadar deniz seviyesi 0.23 metre yukselecek. Buzullarin tam olarak erimesi halinde deniz yuzeyleri 80 metreye kadar yukselebilecek ve deniz kenarlarinda kurulu kentler ve yerlesim yerleri sular altinda kalacak. Uzun vadede ortaya cikacak sorun ise, su fazlaligi degil, aksine su kitligi olacak. Ozellikle yaz aylarinda Cin’den Kalifornia’ya pek cok bolgede nehirler kuruyacak. Yani bir donemin petrol ugruna yapilan savaslarinin yerini gelecekte su savaslarinin almasi buyuk bir olasilik.

KATRINA'NIN SICAK KULELERI

Son teknoloji erken uyari cihazlari ve uydularla basindan beri an be an izlenen Katrina Kasirgasi, buna ragmen insanin doga karsisindaki caresizliginin en acik sembollerinden biriydi. NASA’nin uydu goruntuleri, kasirga olusurken ‘sicak kule’ diye tabir edilen bulutlarin olustugunu ortaya koyuyor (en ustte). Incelemeler, soz konusu sicak kulelerin once isinarak hafifleyip yukselmesi, ardindan soguyup agirlasmasi sirasinda, kasirganin tam merkezinde ciddi bir enerjinin aciga ciktigini ortaya koyuyor. Bu enerji, sanki kompresorle guclendirilmis bir piston gorevi yaparak, kasirganin etkisini arttiriyor. Bilim dunyasi, kasirganin siddetlenmesine yol acan bu ‘sicak kuleleri’ simdi daha iyi incelemeye calisiyor. Hem NASA hem de Japon Uzay Ajansi tarafindan tespit edilen goruntuler, Katrina’da iki tane sicak kule olustugunu ortaya koyuyor. En yakin kule, gozle gorulur mesafeye 16 kilometre uzaklikta. Radar olcumleri, bu goruntulerin alinmasindan hemen sonra Katrina’nin siddetinin Safir-Simpson olcegine gore 4. kategoriye yukseldigini kaydediyor. Bu arada NASA’da arastirmaci olarak gorev yapan Marshall Schepherd’a gore, kasirganin siddetini onceden tahmin etmek simdilik mumkun degil.

0 yorum: