28 Nisan 2007 Cumartesi

Kaplumbaga ve Timsahlar Tehlikede

>


“Kuresel isinma”, milyonlarca yildir yasamlarini surduren kaplumbaga ve timsahlarin neslini tehdit ediyor. Uludag Universitesi (UU) Veteriner Fakultesi Ogretim Uyesi Prof. Dr. Nilufer Aytug, “Sicaklik artisi gelecek kusaklardaki cinsiyet oranini bozarak belki de kaplumbagalarda sadece disilerden, timsahlarda ise erkeklerden olusan ve soylarini devam ettiremeyecek olan gruplarin ortaya cikmasina neden olacak” dedi.

UU Veteriner Fakultesi Ogretim Uyesi Prof. Dr. Nilufer Aytug, kaplumbagalarin gecmislerinin 200 milyon yil oncesine dayandigini soyledi. Dinozorlarin yok oldugu donemde bile belki korunakli anatomileri belki de dayanikli yapilari nedeniyle hayatta kalmayi basaran kaplumbagalarin, guclu yapilarina ragmen insan egemen dunyaya ayak uydurmakta zorlandiklarini ifade eden Prof. Dr. Aytug, “Uzun yillar habitatlarinin tahrip edebilmesi, cevresel kirlilik, hastalik gibi tehditlere ragmen yasamaya ve soylarini surdurmeye calisan kaplumbagalar, simdi de kuresel isinma tehdidi altinda” dedi. Prof. Dr. Aytug, canlilarin cogunda yavrularin cinsiyetinin kromozomlar tarafindan belirlendigini, kaplumbagalar gibi bazi canlilarda ise yavrunun erkek mi yoksa disi mi olacagini cevre kosullarinin tespit ettigine dikkat cekerek, sunlari kaydetti: “Cevresel etkenler icerisinde yavrularin cinsiyet orani, kulucka suresi, yuva yapma sureci, buyume, aktivite ve kis uykusu gibi fizyolojik ozellikleri en cok etkileyen faktor, ortam isisidir. Yavrularin cinsiyetinin kulucka suresindeki ortam isisiyla belirlendigi turlerde (kaplumbagalarda) genellikle dusuk isilarda (20-27 derece) erkek, 30 derecenin uzerindeki isilarda ise disi yavrular olusur, 28-31 derece arasinda ise hem erkek hem de disi olabilirler. Kertenkeleler ve timsahlardaysa yuksek isilarda yumurtadan cikan yavrular erkek, dusuk isilarda yumurtadan cikanlar ise disidir. Bu nedenle surungenler, ozellikle kaplumbaga ve timsahlar, kuresel isinmadan belki de en siddetle etkilenecek turler arasindadirlar. Sicaklik artisi gelecek kusaklardaki cinsiyet oranini bozarak belki de kaplumbagalarda sadece disilerden, timsahlarda ise erkeklerden olusan ve soylarini kesinlikle devam ettiremeyecek olan gruplarin ortaya cikmasina neden olacaktir.” Prof. Dr. Nilufer Aytug, ABD’de yapilan bir arastirmada, ortam isisinda meydana gelecek 1 derecelik artisin, yumurtadan cikan kaplumbagalarin hemen hemen hepsinin disi oldugunu ortaya koydugunu belirterek, timsah ve kaplumbaga gibi “Soguk kanli” hayvanlarin sindirimleri, buyume oranlari, aktiviteleri ve ureme oranlarinin da isi artisindan olumsuz etkilendigini vurguladi. Gol, nehir ve denizlerdeki su seviyesi degisimleri, bu hayvanlarin yuva alanlarini tahrip ettigini ifade eden Prof. Dr. Aytug, “Dinozorlardan bugune kadar yasamlarini surduren bu canlilar, kuresel isinma nedeniyle ne yazik ki belki de yok olacaklar” dedi.

Antartika Bile 15 Dereceyi Gordu!

>

Dünyada en sıcak gün 1922'de Libya'da yaşandı. Derceler daha daha önce de 1913'te Californi'a 57 olarak gösterdi. İşte dünyada ölçülen en yüksek sıcaklık değerleri...



Ölçümlere göre 1860-1900 yılları arasında, denizde ve karadaki küresel sıcaklık her ikisinde de 0,75°C yükseldi. 1979'dan beri kara sıcaklığı deniz sıcaklığının iki katı hızla yükseldi. Uydudan yapılan sıcaklık ölçümlerine göre alt troposferdeki sıcaklık 1979'dan beri 0.12 ile 0.22°C arasında yükselmiştir.


NASA'nın hesaplamalarına göre, güvenilir ölçümlerin yapılabildiği 1800'lerden beri 2005 yılı, 1998'i geçerek, en sıcak yıl olmuştur. Dünya Meteoroloji Organizasyonu ve BK İklim Araştırma Biriminin hesaplamalarına göre ise 2005, 1998 yılının ardından hala ikinci sıradadır.
Dünyada bazı noktalarda en yüksek sıcaklık değerleri ise şöyle ölçüldü:



Kaynak : Haber7.com

Dunyaya Bir Haller Oluyor

>Kuzey Amerika'da hava sicakliginin mevsim normallerinin uzerinde seyretmesi nedeniyle ABD'de agaclar cicek acarken, Kanada'daki bazi kayak merkezleri tarihinde ilk kez kapandi. Kuresel isinma mevsimleri cildirtti. Kuzey Amerika'da hava sicakligi normalin ustunde seyrediyor. Oyle ki New York ve baskent Washington civarinda visne agaclari cicek acarken, hava sicakliginin bugun 20 derecenin uzerine cikarak rekor kirmasi bekleniyor. Hava sicakliginin 28 gunden bu yana mevsim normallerinin uzerinde gittigi New York'ta, kis sporlari merkezi Catskills ve cevresindeki kayak merkezleri, yeterli kar ve musteri olmamasindan oturu kapanmak zorunda kaldi.

1300 kisi issiz kaldi

Hava tahmincileri, bolgede sicakliklarin ancak yarin biraz dusmesini beklerken, kis sporlari merkezleri ekonomik kayiplarinin cok fazla oldugu ve bu kisi kaybettikleri belirtiliyor. Anormal hava sicakliklarindan nasibini alan Kanada'nin Ontario bolgesinin en buyuk kayak merkezi Blue Mountain de 65 yillik tarihinde, ilk kez kapilarini musterilerine kapatmak zorunda kaldi. Dev kis sporlari merkezi, 1300 calisanini da isten cikarmak zorunda kaldi. Toronto kentinde 11 derece civarinda seyreden hava sicakligi nedeniyle bolgede, son 167 yilin en ilik ocak ayi yasaniyor.

Kuresel isinma sitmayi diriltti!

Kuresel isinma, Avrupa'da, sitma gibi uzun zaman once yok edildigi dusunulen tropikal hastaliklarin yeniden ortaya cikmasina neden oldu. Ingiliz Sunday Times gazetesinin haberinde, Italya'da yasanan son gelismelere yer verildi.


1970'ten beri gorulmeyen sitmaya, beyin iltihabina neden olan "Tickborne Encephalitis" ve ic organlarda enfeksiyona yol acan "Leishmaniasis" gibi Afrika'daki diger oldurucu tropikal hastaliklarla birlikte, ulkenin guneyinde yeniden rastlanmaya baslandigi kaydedildi.

Italya'daki hava sicakligi artisinin bircok sivrisinek ve bocek turunun Afrika'dan bolgeye gelmesine neden oldugunu belirten uzmanlar, tropikal hastaliklarin bu sekilde "ithal edildigini" vurguladi. Iliman iklim kusaginda yer alan ulkelerin en guneyinde bulunan Italya'nin, bozulan iklim dengelerinden en cok etkilenen ulke oldugu vurgulandi.


Kaynak: Milliyet

27 Nisan 2007 Cuma

Soyu Tükenen Kaplumbağa Bulundu...

> Doga arastirmacilari, Vietnam’da 65 yil aradan sonra soyu tukenmekte olan bir kaplumbagayi dogal ortaminda ortaya cikardi.


The World Conservation Union (Dunya Koruma Birligi) arastirmacilari, kaplumbaganin avcilardan korunacagini ve bolgede diger turdeslerine rastlamak umuduyla incelemelerin genisletilecegini acikladi. Soyu tukenmekte olan Vietnam maplubagasi (Mauremys annamensis) yeryuzunde soyu en ciddi tehlike altinda bulunan 25 turden biri.

Kaynak: ntvmsnbc

Küresel Isınma Küresel Kıtlık Getirecek !

> Uzmanlar, iklim degisikliklerinin yukselttigi sicakliklara uyum saglayan yeni tohumlar tasarlanmazsa, uretimin dusecegi ve kitlesel acliklarin bas gosterecegini savunuyor.


Tarimsal arastirma kurumlarini bir araya getiren semsiye kurulus The Consultative Group on International Agricultural Research (CGIAR), mevcut tarim urunlerinin degisen iklime uymakta zorlanacagini ve bazi bolgelende mahsulun dusecegini one suruyor. Gelismekte olan veya fakir ulkeler bas gosterecek bir kitlik, kitlesel goce neden olacak. Ozellikle 1 milyar’dan fazla nufusu barindiran Hindistan’da bugday uretimi yari yariya dusebilir. CGIAR, arpa, bugday, cavdar, bulgur ve pirinc gibi urunlerde yeni ve daha dayanikli tohumlarin elde edilmesi uzerine arastirmalar yapiyor.

Kuresel isinmanin tarim uzerinde temel etkisi, yagmur rejiminin degismesi ve yeryuzune dusen yagmur miktarinin azalmasi olacak. Bazi bolgeler daha fazla yagmur alabilecek, ancak degisimler o bolgenin yapisini zorlayacagi icin tarimsal mahsul uzerinde olumsuz etki yaratacak.

FOTOSENTEZ YAVASLIYOR
Sicakliklarin artmasi, bitkilerin can damari fotosentez islemini yavaslatiyor. Bu durumda bitkinin buyumesi yavasliyor ve dollenme yetisi dusuyor. Arastirmalar, gece sicakliklarinda her 1 santigrat derece’lik bir artisa karsilik, pirinc mahsulunun yuzde 10 dustugunu gosteriyor.


Kuresel isinmanin gelecekte farkli bolgelerde asiri kuraklik veya asiri yagisa neden olacagi tahmin ediliyor.

Bir baska tarimsal arastirma orgutu International Maize and Wheat Improvement Center (Cimmyt) ve International Rice Research Institute (Irri), gelismekte olan ulkelerdeki milyonlarca insanin kitlesel aclik tehlikesiyle yuz yuze olacagini vurguluyor. Indo-Ganj bolgesindeki pirinc uretimi tum dunya uretiminin yuzde 15’ine tek�bul ediyor. Ancak bu bolgedeki pirinc uretimi 50 yil icinde yari yariya dusecek, doyurulmasi gereken nufus ise artacak. Piricin Hint kulturundeki yeri dusunulurse, kitlesel acligin onlenmesi icin yeni tip sicaga dayanikli tohumlarin laboratuvar ortaminda uretilmesi sart.

KUZEY BOLGELER DE TARIMA ACILACAK
Yukselen sicakliklar tropiklerde urun kaybina neden olurken, tahil uretimi icin cok soguk olan kuzey bolgeleri tarim icin elverisli hale getirecek.

Ornegin Sibirya, Kanada, hatta kimilerine gore Alaska’da artik orta kusak bitkileri yetisebilecek. Ancak bu bolgelerdeki ek tahil uretimi tropiklerde yitirilen stoklarin yerini doldurmaya yetmeyecek. Ayrica, fakir ulkeler ABD ve Kanada gibi zenginlerin yetistirdigi tahili almakta ekonomik olarak zorlanacak.

YENI TOHUMLAR SORUNU COZMEYE YETECEK MI?
Bilim insanlari en iyi cozumu, teknolojik olarak yeni sicaga dayali tohumlarin gelistirilmesi olarak goruyor. Ornegin, Guneydogu Asya’da, ornegin Filipinler’de sele birkac hafta dayanacak tohumlarin yetistirilmesi gerekiyor, zira kuresel isinma bu bolgede uzun sureli yagmurlar getirecek. Buna karsilik, sicaklasan Afrika icinse uzun sureli kurakliga dayanikli tohumlarin gelistirilmesi gerekiyor. Pirincin Gunes’le temasta fotosentezini daha verimli yapmasi icin cesitli arastirmalar yapiliyor.


Kaynak: ntvmsnbc

Dunya'nin Ilk Zamanlarinda Okyanuslar 80 ºC'mis!

>

Fransiz bilim adamlarinca yapilan bir arastirmada, Dunya'nin ilk zamanlarinda okyanuslarin sicakliginin 80 dereceyi astigi ve yasam kosullarina uygun hale gelecek kadar sogumasi icin milyonlarca yil gerektigi ortaya cikti.





Nature dergisine gore, arastirmada, simdiye dek tam olarak kanitlanmayan bu eski tez, cok yasli silisli kayalarin, Fransiz Doga Tarihi Muzesinden Francois Robert ve Petrografik ve Jeokimyasal Arastirmalar Merkezinden Marc Chaussidon tarafindan yapilan analizleriyle ispatlandi.

Iki bilim adami, en eski tortul kayalar arasinda sayilan sileks turu kayalarda, bir iyon sondasi yardimiyla yedi yil boyunca degisik silisyum izotoplarinin oranini olctu.

Francois Robbert, arastirmanin sonunda hazirlanan izotop raporunun, ayni zamanda deniz suyunun sicakligini ortaya koyan tortul bicimindeki, hizla cokelen silis oranini yansittigini belirtti.

Hava Kirliliginin %50'si Araclardan Kaynaklaniyor

>

Kent insanını tehdit eden sorunların başında gelen hava kirliliğinin yüzde 50'sinin motorlu taşıtlardan kaynaklandığı, bu oranın giderek arttığı bildirildi.




Konya İl Çevre ve Orman Müdürü Nuri Kunt, yaptığı açıklamada, hava kirliliği yüzünden her yıl AB'ye üye ülkelerde 300 bin kişinin öldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Hava kirliliğinin insan ömrünü ortalama dokuz ay kısalttığı gibi çocuklarda astım hastalığını artırdığı da bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Dünyadaki hava kirliliğinin yüzde 50'si motorlu araçlardan kaynaklanmaktadır ve bu oran giderek artmaktadır. Özellikle son yıllardaki hızlı nüfus artışı, şehirleşme ve sanayileşmeye paralel olarak hava kirliliği sorunları ciddi boyutlara ulaştı."

Kunt, yapılan araştırmalara göre, 125 otomobilin taşıdığı insanı, 1 tramvayın ya da 3 otobüsün rahatlıkla taşıyabildiğina dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Otomobil, taşıdığı yolcuya göre otobüsten 125 kat fazla hava kirliliği yaratmaktadır. Otomobil, kilometrede taşıdığı yolcu başına otobüsten 5 kat daha fazla enerji tüketmektedir. Otomobil taşımak için yapılan yatırımlar, otobüs sistemi için yapılan yatırımdan 15 kat, metrodan 4 kat daha fazladır. Yolcuların yüzde 30'unu taşıyan otomobiller yolların yüzde 90'ını, yolcuların yüzde 70'ini taşıyan otobüsler ise yolların sadece yüzde 10'unu işgal etmektedir."

Kentlerde otomobil kullanımını özendiren ve dolayısıyla sorunları ağırlaştıran katlı kavşak, yol genişletme gibi yatırımlardan artık vazgeçilmesi gerektiğini ifade eden Kunt, şöyle dedi:

"Kent merkezi, toplu taşıma ve yaya önceliliğine göre planlanmalı, transit trafik kentin merkezi bölgelerinden geçirilmemeli, kent merkezlerinde sadece toplu taşımanın girebileceği alanlar belirlenmelidir. Kentlerde yayaların ve bisiklet kullananların can güvenliğini sağlayacak tedbirler acilen alınmalıdır."